14 Temmuz 2014 Pazartesi

Dört eski bakanın işi seçim sonrasına kaldı

AK Partili Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, Meclis Başkanlığı’ndan 14 klasör halinde gönderilen fezlekeleri üyelere açmayarak, “Dizi pusulasının eksik olduğu” gerekçesiyle

İstanbul

Başsavcılığı’na iade etti. Meclis bu ay tatile gireceğinden, savcılıkça yeniden düzenlenecek fezlekeleri milletvekilleri ancak eylül veya ekim ayında inceleyebilecek ve komisyon fiilen o tarihte çalışmaya başlayabilecek. ALTI AYDIR KAPALI

AK Partili eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın Yüce Divan’da yargılanıp yargılanmayacağına karar verecek olan soruşturma komisyonunu kendi önergesiyle kurduran Ak

Parti

, soruşturma kararının alındığı 5 Mayıs’tan beri taktik üstüne taktik geliştirdi.

AK Parti’nin üyelerini geç bildirmesi ve muhalefet üyelerine itirazları nedeniyle komisyon 65 gün sonra kurulabilmişti. Daha öncesinde, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının ardından tartışılan fezlekelerin aslında 1 Mart’ta Meclis’e ulaştığı ortaya çıkmıştı.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, savcılıklara iade ettiği dosyaların önce 32 klasörden 14 klasöre indirilmesini sağladı. Çiçek daha sonra “soruşturmanın gizliliği” ilkesi nedeniyle fezlekelerin tüm milletvekillerine açılmayacağını, komisyon kurulursa sadece soruşturacak üyelerce incelenebileceğini bildirdi. Meclis Genel Kurulu da bu yönde karar aldı. NE

ZAMAN

GELİRSE O ZAMAN

Dosyaların Meclis’e ulaşmasından sonraki altıncı ayda komisyonun resmen çalışmaya başlaması da muhalefet milletvekillerinin fezlekelere ulaşmasını sağlayamadı. Komisyon Başkanlığı’nın yeni iadesiyle fezlekeler ikinci kez savcılığa döndü. 1 Mart’tan beri aralıklarla 135 gün boyunca Meclis’te bekleyen fezlekeleri hiçbir milletvekili göremedi. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, tüm dosyaları kapağını açmadan savcılığa iade ettiğini açıkladı. Köylü, “Bir dosyanın üstünde neyin nereye ait olduğunu gösteren dizin pusulası olur. Dosyaların dizi pusulasıyla gelmesi lazım, usül böyledir. Elimizi sürmeden, detayına girmeden iade ettik. ‘Evrakın dizi pusulasına bağlanarak gönderilmesini’ istedik. Ne zaman gelirse o zaman çalışma yaparız” dedi. Köylü, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, hakkındaki takipsizlik kararı nedeniyle komisyona yaptığı “Beni soruşturma kapsamından çıkarın” başvurusunun da fezlekeler geldikten sonra değerlendirileceğini söyledi. Köylü, Meclis tatile girerse komisyonun da çalışmaya ara vereceğini ve tatilde geçen sürenin soruşturma takviminden sayılmayacağını vurguladı. (Hürriyet)

ABD'den Norveç'e ağır suçlama


ABD

Dışişleri tarafından hazırlanan raporda, Norveç’in insan tacirleri için transit

ülke

olarak kullanıldığına dikkat çekilirken, “Norveç insan tacirleri, kadınlar ve çocukların kötüye kullanılması için transit ülke rolü oynuyor. Özellikle özel evlerde yabancı kadınlar ev işinde çalıştırılıyor gösterilip, seks kölesi gibi kullanılıyor. Yabancı kadınlar, bazı şebekeler tarafından dükkanlardan hırsızlık yapmaya, dilenmeye zorlanıyor, konuşmamaları konusunda tehdit ediliyorlar” denildi. NORVEÇ GÖREVİNİ YERİNE GETİREMİYOR

ABD Dışişleri tarafından her yıl çeşitli ülkelerin insan ticareti ve köle çalıştırma konusunda faaliyetleri hakkında hazırlanan ‘Trafficking in Persons Report’ adlı raporda, Norveç’in üzerine düşen görevi tam yerine getiremediği belirtildi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, şöyle konuştu: “Hepimiz bu kötü

suç

şebekelerine karşı mücadele etmeliyiz. Sadece belirleyebildiğimiz 44 bin köle insan için değil, 20 milyondan fazla mağdur için kurtarıcı anahtar rolü oynamalıyız.” ‘RAPOR HAKSIZLIK’

Rapor Norveçlileri kızdırdı. Norveç hükümeti, insan ticareti ile mücadelede en iyi 10 ülkeden biri olmalarına rağmen ABD’nin bazı alanlarda Norveç’i eleştirmesinin haksızlık olduğunu öne sürdü. Emniyet Genel Müdürlüğünden Rune Swahn ABD Dışişleri raporunda, insan tacirleriyle mücadelede görevli bazı polislerin görev yerlerinin değiştirilmesi nedeniyle mücadelenin aksadığı şeklinde eleştirileri kabul etmediklerini belirterek, “Polislerin yerlerinin değiştirildiği doğru değil. Belki bazılarının birim içinde yaptıkları iş değişti ama söz konusu polisler insan tacirleriyle mücadele biriminden başka birimlere nakledilmediler. Ayrıca insan tacirlerine karşı yasal bir girişimde bulunulmadığı da doğru değil. 2013 yılında en az 30 dava açıldı” dedi. BİR DEĞİŞİKLİK YOK

Norveç Emniyeti İnsan Tacirleriyle Mücadele Birimi Başkanı Tove Eriksen de 2013′de en az 70 şikayet aldıklarını 30′u hakkında yasal işlem başlatıldığını doğruladı. Norveç Hükümeti, ABD raporunda yer alan eleştirilere rağmen insan tacirleriyle mücadele politikası ve uygulamalarında bir değişiklik yapılmayacağını bildirdi. (Ünsal Turan/ DHA)

Merkel soyunma odasına girdi


Almanya

Şansölyesi Angela Merkel,

Dünya Kupası

finali sonrasında Alman futbolcuları kutlamak amacıyla soyunma odasına girdi. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauch’la birlikte oyuncuları tebrik eden Merkel, futbolcularla selfie çekildi.

Sami Khedira, Instagram’a yüklediği selfie’nin altına, “En iyi selfie!! 2014 Dünya Şampiyonuyuz. Teşekkürler Angela Merkel” yazdı. (DM)


Merkel: Kupayı Almanya alacak

Metin Altıok için kenetlendiler

Zülfü Livaneli, Zuhan Olcay, Candan Erçetin, Mazlum Çimen, Doğan Duru, Demet Sağıroğlu, Birsen Tezer ve Hilmi Yarayıcı’nın da olduğu müzik dünyasının önemli isimleri, 2 Temmuz Sivas katliamında hayatını kaybeden şair Metin Altıok anısına esaslı bir saygı albümü hazırladı. Altıok şiirlerinin bestelerinden oluşan ‘Ankâ: Metin Altıok Şiirlerinden Şarkılar’ adlı albümde 21 yeni bestenin yanı sıra, Fazıl Say’ın piyanosu eşliğinde Serenad Bağcan’ın seslendirdiği iki şarkı da yer alıyor.

Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok’un girişimiyle hayata geçirilen ve çalışmaları bir yıl süren albüm için 100’e yakın Metin Altıok dostu emek verdi. Yapımcılığını Anadolu Müzik, dağıtımını ise DMC’nin üstlendiği albümün süprizleri arasında Metin Altıok’un kendi sesinden dinlediğimiz ‘Kor Düşseydi’ isimli şiiri var. Bir diğer süpriz ise Metin Altıok’un ‘Kimliksiz Ölüler’ adlı şiirine Mirady’nin Kürtçe ve Kardeş Türküler’in ise Zazaca yaptığı besteler.

Anadolu Müzik’in sahibi Cem Yılmaz albümle ilgili, “Bu süreci farklı kılan Metin Altıok şiirlerinin bestelenip albüm haline dönüşmesiydi. Birçok sanatçı dostumuzla yola koyulduk. Abartısız 100’ü aşkın gönül insanının emeğiyle bu süreci tamamladık. Haydi dostlar omuz omuza Metin Altıok şarkıları söylemeye” diye konuşuyor.

Albümünle birlikte verilen kitapçıkta şarkı sözlerinin yanı sıra sanatçıların Metin Altıok’la ilgili duygularını yazdığı bir bölüm de bulunuyor. Bu bölümde Fazıl Say, Metin Altıok için “Türk edebiyatının en önemli ve ilginç şairlerinden biridir Metin Altıok. Onun şiirlerinin müzikle buluşması, her daldan, her stilden, her seviyeden müzisyenin ona duydukları saygı ve sevgi ile adanmışlığı görmek, böyle bir albümün varoluşu. Altıok ailesinin yakın dostları olmak biz Say ailesi için her zaman derin mutluluk olacak’’ diyor. Sezen Aksu ise ünlü şair için “Bize teselli niyetine bıraktığın ‘Ölümünden Konuşacaktık’ şiirinin son mısraları ile anlamaya çalışıyoruz gittiğin yeri… Madem her şeyde var ölüm, biz de ‘’Metin’’ oluruz öyleyse… Şarkılarla konuşuruz; kuru değnekler bile filizlensin diye sevgiyle…’’ diyerek duygularını ifade etti.



Albüme beste ve vokalleriyle yer alan sanatçılar şöyle: Fazıl Say, Serenad Bağcan, Grup Gündoğarken, Ogün Sanlısoy, Zuhal Olcay, Kardeş Türküler, Vedat Sakman, Hilmi Yarayıcı, Yasemin Göksu, Senem Demircioğlu, Mehtap Meral, Orhan Alkaya, Muhteber Cihaner, Kumdan Kaleler, Çiğdem Erken, Umay Umay, Birsen Tezer, Sezen Aksu, Mirady, Demet Sağıroğlu, Güneş-Doğan Duru, Selim Tarım, Mazlum Çimen, Ersel Serdarlı, Güvenç Dağüstün, Nevzat Karakış, 3 Bas, Üç Anadolu, Murat Evgin, Kerem Doğrar, Cihan Sezer ve Zülfü Livaneli.



 


 

Ufuk Ceylan'ın yeni takımı


Galatasaray

ile yollarını ayırmasının ardından Spor Toto Süper

Lig

‘den birçok kulübün yakın takipe aldığı Ufuk Ceylan’ın menajeri Haluk Canatar, Başakşehir ile anlaşmaya vardıklarını belirtti.

Kaleci Ufuk Ceylan, geçtiğimiz

sezon

Galatasaray formasıyla 3 maça çıkmış ve kalesinde 4 gol görmüştü. (3puan)

Dev anlaşma: 750 milyon pound

Premier Lig devi Manchester United, Premier Lig devi Manchester United, 2015-2016 sezonundan itibaren Adidas ürünlerini kullanacağını duyurdu. Kulüpten yapılan açıklamada, Alman spor giyim firması Adidas ile seneliği 75 milyon pounddan 10 yıllık anlaşma sağlandığı belirtildi.


Ve Luis Suarez Barcelona’da

Son 12 yıldır Nike’ın ürettiği formalarla sahaya çıkan Manchester temsilcisi, yeni anlaşmaya göre, bu sezon sonunda 13 yıllık birlikteliğe nokta koyacak.


303 MİLYON POUND FAZLA ALACAKLAR


2015-2016 sezonundan itibaren Adidas’ın ürettiği formalarla mücadele edecek olan Kırmızı Şeytanlar, Nike ile olan anlaşmasından elde ettiği gelirden 303 milyon pound daha fazla kazanacak.


Mesut Özil’den ‘loca’ rüşveti!

'Yeniden Balyoz', Özkök ve Yalman'ın tanıklığında 3 Kasım'da başlıyor

Anayasa Mahkemesi’nin haklarında “hak ihlali var” kararı verdiği 236 sanıklı balyoz davasının yeniden yargılanmasına 3 Kasım 2014 tarihinde başlanacak. 

Mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ı 3 kasım 2014 tarihinde yeniden görülmeye başlanacak Balyoz davasına “tanık sıfatıyla” çağırdı(DHA)

Başbakan Erdoğan Şanlıurfa mitinginde konuşuyor

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları…

Şanlıurfa’dan 10 Ağustos’ta sıradan bir sonuç beklemiyoruz.

-HDP Doğu ve Güneydoğu’nun

CHP

‘si olma yolunda ilerliyor. Şimdiki adayları gidiyor CHP ile pazarlık yapıyor.

-CHP yönetimi demek dikta yönetimi demek. CHP HDP ile ittifak yapıyor olmuyor

MHP

ile ittifak yapıyor olmuyor. Bunlarda her numara var.

-Hem Şanlıurfa’da hem Türkiey’de CHP’ye MHP’ye HDP’ye oy verenlerin bizi destekleyeceğine inandım.

-Vizyon belgemizde ne dedik.?

Demokrasi

, normalleşme, refah toplumu, öncü

Türkiye

.

-2023′e kadar çok çalışacak Türkiye’de demokrasinin standartlarını çok ileri seviyelere yükselteceğiz.

Merkel soyunma odasına girdi


Almanya

Şansölyesi Angela Merkel,

Dünya Kupası

finali sonrasında Alman futbolcuları kutlamak amacıyla soyunma odasına girdi. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauch’la birlikte oyuncuları tebrik eden Merkel, futbolcularla selfie çekildi.

Sami Khedira, Instagram’a yüklediği selfie’nin altına, “En iyi selfie!! 2014 Dünya Şampiyonuyuz. Teşekkürler Angela Merkel” yazdı. (DM)


Merkel: Kupayı Almanya alacak

Giray Kaçar imzayı attı

RİZE – Aykut Ferah, teknik direktör Mehmet Özdilek’in isteği doğrultusunda transfer çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Transfer komitemizin yaptığı çalışma sonucunda A milli takımda 4 kez forma giyen,

Trabzonspor

‘da başarıyla görev yapmış, geçtiğimiz

sezon


Antalyaspor

‘da oynayan savunma oyuncusu Giray Kaçar ile 1 yıllık

sözleşme

imzalanmıştır” ifadelerine yer verdi.

Ferah açıklamasında, sağlık kontrolünden geçen futbolcunun yarın Erzurum kampına dahil olarak takımla çalışmalara başlayacağını kaydetti. (AA)

Luis Suarez için şok iddia

MADRİD – İspanyol

spor

gazetesi Marca, Barcelona’nın Luis Suarez’i tanıtabilmek için FIFA’nın verdiği 4 aylık cezanın dolmasını beklemek zorunda kalacağını yazdı.

İngiltere’deki PA Sport adlı uluslararası spor ajansının basın sorumlusu Delia Fischer’in konuyla ilgili yaptığı açıklamada “FIFA’nın verdiği

ceza


futbol

ile ilgili tüm aktiviteleri kapsıyor. Bu yüzden Suarez, futbol ile ilgili hiçbir kamusal etkinlikte yer alamaz” dediği belirtildi.

Bu arada Barcelona Kulübü Başkanı Josep Maria Bartomeu, Rio de Janeiro’da

Dünya

Kupası final maçını izledikten sonra basına yaptığı açıklamada, “Suarez’in özür dilemesinden dolayı genel olarak futbol dünyası adına minnettarız. Suarez, futbol dünyasından özür diledi ve artık cezasının bitip oynamasını bekliyoruz” dedi.   

İtalyan futbolcu Giorgio Chiellini’yi ısırdığı için aldığı ceza nedeniyle gelecek ekim ayı sonunda maçlara çıkabilecek Suarez ile ilgili sorulara maruz kalan Bartomeu, “Suarez’in imajı, transfer bedelini düşürdü mü? Bunu bilmiyorum, Bizim yaptığımız Liverpool ile pazarlık etmek oldu. İyi bir müzakere yapıldı. Fiyatın her iki kulüp için de uygun olduğunu düşünüyoruz. Bizim, Dünya Kupası’nın çok öncesinde ilgilendiğimiz bir futbolcuydu” cevabını verdi.

İngiliz basınında çıkan Suarez’in transferinin 94 milyon avroya mal olduğu yönündeki iddiaları yalanlayan ancak şimdilik hiçbir rakam vermeyeceğini vurgulayan Bartomeu, “Barcelona Kulübü kaynaklarına dayanılarak yazılanlar daha doğru. Rakam vermeyeceğim. Bunu futbolcunun tanıtımında söyleyeceğiz. 5 sezonluk bir sözleşme” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Bartomeu, takıma iki transfer daha yapacaklarını sözlerine ekledi. (AA)

Bayrak indirme intiharı için suç duyurusu

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı avukat Abdulbaki Boğa ve bir grup İHD’li Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanarak, “Bir şizofreni indirmek yetmedi, astınız, çıldırdınız” yazılı pankart açtı. “ALİ UÇKUN ŞİZOFREN HASTASIYDI”

Grup adına basın açıklaması yapan Avukat Abdulbaki Boğa, “Bir şizofren hastası Ali uçkun bir tane değil iki tane bayrağı indirme girişiminde bulundu. Normal bir insanın yapacağı davranış olabilir mi bu? Böylesi çıldırmışlığın, kedinden geçmişliğin, nefretin, savaş çığırtkanlığının olduğu bir süreçte normal bir vatandaş bir değil iki bayrağı indirebilir mi? Biz Ali Uçkun’un ölümünün şüpheli olduğunu düşünüyoruz. Araştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Kamera görüntülerinin, özellikle hücrenin bulunduğu koridordaki görüntülerin mutlak şekilde yargıya getirilmesi, savcıların araştırması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. “BAYRAĞIN İNDİRİLMESİ OLAYINI TASVİP ETMİYORUZ AMA YAŞAMA HAKKINI HER KOŞULDA SAVUNUYORUZ”

Boğa sözlerini şöyle tamamladı: Bir halkın sembolü olan bayrağın indirilmesi eylemini tasvip etmiyoruz. Biz bayrağın indirilmesi olayını tasvip etmiyoruz ama yaşama hakkını her şart ve koşulda savunuyoruz. Bu suçlu kim olursa olsun hangi suçu işlemiş olursa olsun. Dolayısıyla biz şimdi müracaat savcısına dilekçemizi vereceğiz” ‘YÜZDE 80 ORANINDA ŞİZOFREN’ 

Açıklamanın ardından İHD adına hazırlanan suç duyurusu dilekçesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu. Dilekçede, Ali Uçkun’un gözaltına alınarak “Örgüte üye olmak” ve Türk bayrağını alenen aşağılamak” suçlarından tutuklandığı ardından da Metris Cezaevi’ne gönderildiği hatırlatıldı. Dilekçede, Uçkun’un tutuklama kararına karşı yüzde 80 oranında şizofren hastası olduğuna ilişkin sağlık raporu bulunduğu gerekçesiyle itiraz edildiği anca infaz savcılığına yapılan bu başvurunun sonuçsuz kaldığı ifade edildi. Ali Uçkun’un ölümünün şüpheli olduğu belirtilen dilekçede, “Bu ölüm Ceza İnfaz Kurumu görevlilerinin ihmali sonucunda gerçekleşen bir yaşam hakkı ihlalidir” denildi. Dilekçede şüpheli olarak gösterilen kimlikleri soruşturma aşamasında tespit edilecek Metris Cezaevi Müdürü, ikinci müdürleri, olay esnasında kurumda bulunan ceza infaz koruma memurlarının “Kasten öldürme”, “Görevi kötüye kullanma”, İşkence” suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. OLAYIN GEÇMİŞİ

Ali Uçkun, 28 Haziran 2014 tarihinde Gaziosmanpaşa’da Emniyet Müdürlüğü binasından Türk bayrağını indirmeye çalışırken polisler tarafından ayağından vurularak etkisiz hale getirilmiş, sevk edildiği adliyeden tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. 09 Temmuz 2014′te ise Ali Uçkun Metris Cezaevi’ndeki koğuşunda ölü bulunmuştu. (iSTANBUL/DHA)

Maslak'taki inşaat çukuru plazalarda panik yaratıyor

İstanbul’un plazalar semti haline gelen Maslak, son dönemlerde önemli bir sorunla çalkalanıyor. S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi’ne ait bir arsa üzerinde kat karşılığı geliştirilen bir inşaat projesi, Şişli Belediyesi’nden gerekli izinler alınarak üç yıl önce start alıyor. Hafriyatı ve iksa imalatı (kuru veya yumuşak zeminlerde kaymayı önlemek için yapılan çalışma) tamamlanan inşaatın ruhsatı Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal ediliyor.

Buraya kadar olay, arsa sahibi S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi, projeyi geliştiren müteahhit firma Taşyapı’yı ilgilendiren veya bunlarla Şişli ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir sorun. Ancak ruhsat izniyle ortaya çıkan kriz, kısa sürede çözülemeyip, uzadıkça sorun bu projeyle hiçbir ilişkisi olmayan Sun Plaza’yı vuruyor. Fortune dergisinden Kenan Şanlı’nın haberine göre, Sun Plaza’nın burayla ilgisi ise, bu projenin dibinde yapılıyor olması. Başka bir ifadeyle proje komşuluğu Sun Plaza’yı içinden çıkılması zor sorunlar yumağına sürüklüyor. Kulaktan kulağa yayılan binada risk oluştuğu yönündeki söylemler Sun Plaza’da kiracı olan şirketlerin bir kısmını tedirgin ediyor ve binadan ayrılmalar başlıyor. ÇUKURUN ÖMRÜ DOLUYSA RİSK VAR

Peki Sun Plaza açısından son durum ne? Sun Plaza için sorun üç yıl önce yanı başındaki 136 numaralı parselde inşaat kazı çalışmasıyla başlıyor. Sorun ise hafriyatı yapılmış iksa imalatı tamamlanmış ama temel betonları atılmamış, yani çukur vaziyette bir inşaatın uzun süre devam etmesi. Çünkü iksa imalatlarının belirli bir ömrü var. Bu süre uzadığında çevresi için de risk yaratabileceği belirtiliyor. Nitekim Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama A.Ş’nin Avukatı Yeşim Dere, “Biz süreci başından beri takip ediyoruz. Birçok bilim adamı bir sıkıntı olmayabileceğini söylüyor ancak literatürde iksa imalatlarının belli bir ömrünün olduğu biliniyor” diyor. ŞİŞLİ BELEDİYESİ İLGİSİZ KALDI

Olası bir riski önlemek adına Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama, Şişli Belediyesi’nden burada gerekli önlemleri almasını istiyor. Ancak Sun Plaza’nın “önlem alın” talebi hemen karşılık bulmuyor. Şişli Belediyesi ‘nin çok ağır davrandığını belirten Dere, ısrarlarının sonucunda geçen yıl Eylül ayında Şişli Belediyesi’nin inşaat ilgililerine “Bu çukuru doldurun ya da hiçbir tehlike olmadığına dair üniversiteden rapor getirin. Bunu yapmazsanız biz dolduracağız” diye ihtar çektiğini söylüyor. Dere’nin verdiği bilgiye göre Şişli Belediyesi’nin ihtarına rağmen çukur doldurulmadığı gibi bir rapor da getirilmiyor. Neden böyle davranıldığını bilmediğini belirten Dere, “Böyle olunca biz yasal şikayetlere, ihtarlara, davalara başladık. Çünkü olası bir riskten bahsediliyor. Geldiğimiz noktada bu çukurun yarıya yakını dolduruldu. Bu dolgunun yeterli olduğuna dair rapor da alıp bunu bizimle paylaştılar” diyor.

Çukurun yarısı doldurulup Sun Plaza açısından bir risk olmadığına dair rapor alınsa da dedikoduların önü kesilemiyor. Başından itibaren bu inşaatın Sun Plaza’da bir riske neden olup olmadığını veya bir bir risk oluşturma ihtimaline karşı birkaç kez inceleme yaptırdıklarını belirten Dere, “Dolgunun yeterli olduğu ve Sun Plaza açısından bir riskin söz konusu olmadığına dair yakın zamanda bize de bir rapor ilettiler. Zaten biz başından beri bir sorun olmadığını biliyorduk. Ancak çıkan dedikoduların önüne geçmeye çalıştık ve binamızı incelettik. Şu anda binamızda hiçbir sorun yok. Temelde herhangi bir kayma ya da sıkıntı yok. Ancak ‘alınması gereken bir önlem var mıdır’ diye düşünüp bize iletilen son raporun üzerine biz bir kez daha başka bir üniversiteye yeniden inceletme yaptırıyoruz. Neden? Çünkü biz her türlü önlemi, çalışanlarımız, bu binaya giren çıkan herkes adına almak yükümlülüğündeyiz. Bu nedenle çok sayıda uluslararası firmadan rapor aldık. Örneğin İngiltere’ye gönderdik raporları, bu raporlar doğrulandı. Bizim lehimize raporların hepsi. Yetinmedik karşı taraftan da rapor istedik. Onlar da aldılar, yine yetinmedik bu raporu da inceletiyoruz. Ben bunu kısaca özetledim ama tam bir yıldır şirketimizin hem teknik elemanları hem de biz, her gün bu işle uğraşıyoruz. İpin ucunu bırakmak istemiyoruz” diyor. HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

CHP'den bedelli askerlik atağı

CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, 28 yaşından gün almış askerlik yükümlülerinin bedel ödemek suretiyle askerlik hizmetini yapmış sayılmaları için kanun teklifi verdi.

Teklife göre, 28 yaşından gün almış ve Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, 15.000 Türk Lirası parayı ödemeleri şartıyla temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak.

Başvuruda bulunanlar, öngörülen miktarı başvuru sırasında def’aten ödeyebilecekleri gibi, yarısını başvuru sırasında diğer yarısını ise başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde de ödeyebilecek.

Kılıçdaroğlu: Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz

Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde partililere hitap eden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan noktalar şöyle:

“Adalet arayan, adalete âşık adaleti savunan yürekli bir savcı çıkmasaydı belki faillerin hiç birisi bulunamayacaktı. Bugün içinde bulunduğumuz Türkiye böyle bir Türkiye. Türkiye’yi biz uygar bir ülke yapacağız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye. Saygın bir cumhurbaşkanı olan bir Türkiye… Geçmişi karanlık olmayan, o koltuğa oturan temiz ahlaklı bilgili birikimli birisi otursun diye, bütün mücadelemiz bunun üzerine.

Erdoğan’ın kim olduğunu ben de biliyorum. Diyor ki, ‘Ekmeleddin bey yeteri kadar tanınmıyor’. E iyi ya, siz Erdoğan’ın kim olduğunu biliyorsunuz. Bir ülkenin cumhurbaşkanı adayı yalan söyler mi? Bakın Erdoğan’a yırtık ayakkabıyla siyasete girdi, şimdi dünyanın en zengin başbakanlarından birisi. Mal varlığının hesabını verdi mi? Vermedi, istemiyor. Daha yukarı çıkacağım diyor, orada sorumluluk yok diyor. Malı daha rahat götüreceğim diyor.

Erdoğan’ı dinlediğiniz zaman rahatsız oluyor vatandaşlar. Tam bir kavga. Ekmeleddin beyi dinlediğiniz zaman içinize huzur doluyor. Huzurlu bir insan. Kendi iç dünyasında kavga etmeyen bir insan. Bir kişi kendi tarihinden utanabilir mi? Kendi tarihinden utanan tarihini reddeden bir kişidir.

Masalarda oturup ben oy kullanmayacağım diye ahkam kesmek demokrasiye uymaz. Bir gün gelir sizin tatil yapmanız da engellenir. İş dünyası neden korkuyor? TMSF silah olarak kullanılıyor. O nedenle sesleri çıkmıyor. Onları anlıyorum. Kapalı kapılar ardında bize söylediklerini biliyorum. Ama tatilcileri anlamak da zorlanıyorum. Her kuruşun hesabının sorulmasını istiyorsan, senin hayatına birisi gelip müdahale etmesin diye düşünüyorsan, sandığa gideceksin, şakası makası yok Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu vereceksin.

Hangi demokrasiden söz ediyorsunuz? Basını özgür olmayan bir ülkenin halkı özgür değildir, herkes bunu çok iyi bilsin. Buyurun gazetecilere sorun. Özgürlük var mı ülkede? Haber yapamıyorlar. Kalkmışız ‘biz sandığa gitmeyeceğiz’… Niye gitmeyeceğiz? ‘O da Erdoğan’a benziyor bu da Erdoğan’a benziyor…’ Bu ülkede yaşıyorsanız çocuklarınıza karşı sorumluluğunuz var. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız ve bir diktatör bozuntusuna cumhurbaşkanı seçme konusunda izin vermeyeceksiniz.

Çok ilginç bir yalanını açıklayacağım. Hayret ediyorum ben. Hayatımda bu kadar yalan söyleyen ikinci bir kişiye hiç rastlamadım. Yalanları üzerine Recep Larusse diye kitap yaptık. Hayatı yalan üzerine inşa edilmiş birisi. O nedenle sandığa giderken hepimiz düşünmek zorundayız. Biz Başbakan seçmiyoruz, hangi ülke partiyi yönetsin onu da seçmiyoruz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, herkese gönül bağı olan, herkesi seven, inanan, herkesi kucaklayan bilgili birikimli, bu toprakların yetiştirdiği değerli bir insan.”

Fas'ta 3 bina çöktü: 23 ölü


Fas

’ın Kazablanka kentinde 11 Temmuz’da çöken üç binanın ardından ölü sayısı 23’e yükseldi. Yetkililerin açıklamalarına göre enkaz altından çıkarılanların ikisi

çocuk

.

Yaralıların tedavi altında olduğu belirtilirken, enkaz altında daha fazla insanın olmasından korkuluyor. Binaların ne sebeple yıkıldığı ise henüz bilinmiyor. (AFP)

Malala Boko Haram'a seslendi


Kadın hakları

ve

eğitim

eşitliği aktivisti Malala Yousafzai, kızları Boko Haram tarafından kaçırılan annelere destek vermek amacıyla Nijerya’ya gitti. Yousafzai ve aileler, ülkenin başkenti Abuja’daki bir otelde toplandı.

Babası Ziauddin’le Nijerya’da giden aktivist, “Kaçırılan kızların geri gelmesi için çabalayacağım” dedi. 17 yaşına basan Yousafzai, doğum gününü Nijerya’ya giderek anlamlandırmak istediğini belirtti. Aşırı uç örgütlerle eğitim hakkı arasında güçlü bir bağ olduğunu ifade eden Yousafzai, “Eğer eğitimi iyileştirirseniz Boko Haram gibi örgütlerin cesaretini kırabilirsiniz” dedi. (

BBC

)


Malala hayran bıraktı

İbrahim Tatlıses: Seni Allah'a havale ediyorum

İbrahim Tatlıses,

Netanyahu

‘ya “Seni Allah’a havale ediyorum” dedi. “MÜSLÜMAN BEDDUA ETMEZ”

Tatlıses, “Netenyahu, sana beddua etmiyorum, çünkü müslüman beddua etmez, sadece Allah’a havale eder, ben de seni Allah’a, seni bildiği gibi yapsın diyorum”  

Geçtiğimiz günlerde de şarkıcı Yıldız Tilbe,

İsrail

‘in

Gazze

‘ye yönelik saldırılarına

Twitter

‘dan “Allah Hitler’den razı olsun, bunlara az bile yapmış” yazarak tepki göstermiş, bu mesaj çok konuşulmuştu. (Günaydın)

Gebe TV geliyor

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, önce internetten “gebetv.gov.tr” adresinden, bir süre sonra da uydudan yayın yapacak televizyonda, gebelik öncesi ve hamilelik dönemine ilişkin her türlü bilginin yer alacağını bildirdi. Bir kaç ay içinde yayına geçmesi planlanan Gebe TV’de, uzman hekimlerin, gebeliğe hazırlık, gebelik süreci ve doğumla ilgili görüşlerine yer verileceğini anlatan Tontuş, konuyla ilgili animasyonlar da hazırlandığını söyledi. SADECE ANNEYE DEĞİL BABAYA DA BİLGİ VERİLECEK

Tontuş, sadece anne adaylarını değil, baba adaylarını da bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Gebelik döneminde babalara düşen sorumluluklara yer vererek onları da bu sürece ortak etmeyi planlıyoruz. Bu projeyle gebelik öncesi, gebelik ve doğum sonrasında sağlıklı günler geçirmek adına fiziksel aktiviteden, sağlıklı beslenmeye, doğum çantasında bulunması gerekenlerden, aşılara, gereken tüm bilgi paylaşımını yapmayı hedefliyoruz. Gebe TV, toplumumuzda teknolojik gelişmelere bağlı olarak kolay ulaşabilen bilgi kaynaklarının yanlış yoruma açık kapı bırakması nedeniyle sağlık gibi anayasal olarak temel hak olan bir konuda profesyonel yardım ve danışmanlık ihtiyacını karşılayacaktır.” ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ GERİLİYOR

Gebe TV’de, anne karnındaki bebekteki gelişmeleri hafta hafta işleyen 250′ye yakın video yer alacağını belirten Tontuş, her gebelik haftasıyla ilgili 7-8 video hazırlandığını, hamilelerin 9 ay boyunca bu videolardan yararlanarak sürecin normal ilerleyip ilerlemediği konusunda kafalarındaki soru işaretlerini giderebileceklerini belirtti.

Tontuş, Türkiye’de anne ölümlerinin yüz binde 15.4, bebek ölümlerinin ise binde 7.8′e kadar düştüğünü, bunun sağlık çalışanlarının gayreti ve sistemin geliştirilmesiyle başarıldığını kaydederek, “Bu oranların daha da aşağı çekilmesi vatandaşların gayretiyle başarılacak. Artık bireylere de bu konuda görev düşüyor. İşte Gebe TV, vatandaşlara yapılması gerekenlerle ilgili yol gösterecek” ifadesini kullandı. (ANKARA/AA)

Jebrin'in sözleşmesi feshedildi

TRABZON – Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret AŞ’den Borsa İstanbul’a gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan açıklamada, “Profesyonel futbolcumuz Torric Jebrin ile kulübümüz arasındaki profesyonel futbolcu sözleşmesi, karşılıklı olarak feshedilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Bordo-mavililer, sezonun bitiminin ardından Brezilyalı oyuncusu Paulo Henrique’yi Çin’in Shanghai Greeland Kulübü’ne 4 milyon euro, Polonyalı oyuncusu Adrian Mierzejewski’yi Birleşik Arap Emirliklerinin Al-Nassr Kulübü’ne 3 milyon 200 bin euro bonservis bedeliyle verirken Avusturyalı oyuncusu Janko’nun da sözleşmesini 600 bin euro ödeyerek feshetmişti. Jebrin’in gidişiyle takımdaki yabancı oyuncu sayısı da 6′ya düştü. (AA)

Dünya Kupası vahşeti! Diri diri yaktılar

Kamerun formasıyla Dünya Kupası’nda mücadele eden Nicolas N’Koulou’nun babası N’Koulou Akongo’nun ölü bedeni, ülkenin güneyinde yer alan Mfou kasabasında kendisine ait aracın içinde bulundu.


İşte Almanya’nın başarısının sırrı

Milliyet’te yer alan habere göre; yapılan otopsi sonucu, talihsiz adamın aracında yakılarak öldürüldüğü açıklandı. Fransız basını, cinayetin Dünya Kupası’nda alınan kötü sonuçlar için oyunculara göz dağı olsun diye işlenmiş olabileceğini iddia etti.

Bu olay, akıllara Andres Escobar’ı getirdi. Kolombiyalı futbolcu, 1994 Dünya Kupası’nda ABD’ye karşı kendi kalesine gol attığı için Medellin şehrinde bir barda silahlı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti.

Messi öylece bakakaldı!

THY pilotu: Karım beni dövüyor

1998 yılında Antalya’da dünyaevine giren Arif ve Elif Halide Uğur Elsöz çiftinin, bu evliliklerinden biri kız 2 çocukları oldu. Şiddetli geçimsizlik yaşayan çift, bir süre sonra boşandı. Çocuklarını düşünerek 2 yıl önce yeniden evlenen Elsöz çifti arasındaki geçimsizlik, ikinci kez mahkemelik oldu. ‘ŞEMSİYEYLE DÖVDÜ’

Antalya 1′inci

Aile

Mahkemesi’ne boşanma davası açan Arif Elsöz, 2 çocuğunun annesi Elif Halide Uğur Elsöz’ün, çocuklarının önünde kendisini şemsiyeyle dövdüğünü belirterek, şiddet uygulanırken cep telefonuyla çekilmiş görüntü CD’sini mahkemeye delil olarak sunabileceğini bildirdi. Arif Elsöz boşanma dilekçesinde, şunları kaydetti:

“Eşim eviyle ve ailesiyle ilgilenmiyor. Bana şiddet uyguluyor, fırsatını buldukça saldırıyor. Bu nedenle evden uzaklaştırılmasını talep ediyorum. Bu konuda Demircikara Polis Karakolu’nda şikayetim ve raporlar var. Üstelik bana ait aracı parçalamıştır. CD kayıtlarından görüleceği üzere çocuklarımızın gözü önünde bana saldırmış ve hakaret etmiştir. Davalının evden uzaklaştırılmasını, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesine ilişkin ihtiyati tedbir uygulanmasını ve boşanmaya karar verilmesini talep ediyorum.” ‘ASIL BEN ŞİDDETE MARUZ KALDIM’

Eşinin dava dilekçesini okuduktan sonra kısa süreli şok yaşadığını belirten Elif Halide Uğur Elsöz ise mahkemeye verdiği yanıt dilekçesinde, iddiaları kabul etmedi. Elif Halide Uğur Elsöz, eşinin son

derece

baskıcı, otoriter ve sert kişiliğe sahip olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:

“Kendisi THY’de pilot. Sürekli şehir dışında olduğundan evle ilgilenmemiştir. Eşim,

İstanbul

‘da kiraladığı evde yaşamaktadır. Seyahatte olmadığı dönemlerde eve alkollü gelip, beni darp etmiştir. Halen de kontrolsüz davranışlarda bulunmaktadır. Öyle ki, gelmeden önce telefonla SMS atıp, eve geleceğini bildirmekte ve evi terk etmemi istemektedir. Ben de korkudan annemin evine gidiyorum.” ‘OTOMOBİLLE KAZA YAPTIM’

Elif Halide Uğur Elsöz otomobili parçalamadığını, kaza yaptığını belirterek, “Çocuklarımız arabadayken kaza yaptım, kısmen araç hasarlandı. Durum kaza tutanaklarıyla sabit. Ancak eşim ‘Ailem zarar görmedi’ diye mutlu olacağına aracı parçalamakla suçluyor. Bu bile içerisinde olduğu ruh halini ve yapısını gösteriyor” dedi. ‘ŞİDDET İDDİASI GÜLÜNÇ’

Eşine şiddet uyguladığı iddiasının ise son derece ciddiyetten uzak ve gülünç olduğunu kaydeden Elsöz şu savunmayı yaptı:

“Arif Elsöz, emekli binbaşıdır ve fizik olarak da benden çok daha iri yapıdadır. Dolayısıyla kendisine şiddet uygulayabilmem mümkün değil. Asıl o sürekli bana şiddet uygulamaktadır. Durumun adliye veya polise intikal etmesi sonrasında işi gereği zarar göreceğinden, bu güne kadar şikayetçi olmadım.” ‘BENİ BİR KEZ BİLE YURTDIŞINA GÖTÜRMEDİ’

Arif Elsöz’ün, pilot olmasına rağmen kendisini bir kez dahi yurtdışına götürmediğini belirten Elif Halide Uğur Elsöz şunları kaydetti:

“Üniversite mezunuyum. Evimle, eşim ve çocuklarımla ilgilenmeyi tercih ettim. Eşim THY’de pilot olması nedeniyle hakkı olmasına rağmen beni bir kez bile yurt dışına götürmedi. Tüm bu nedenlerle 100 bin lirası maddi, 100 bin lirası manevi olmak üzere 200 bin lira tazminat ile aylık 3 bin lira tedbir nafakası bağlanmasını talep ediyorum.” 2 BİN 500 LİRA TEDBİR NAFAKASI

1′unci Aile Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, Elif Halide Uğur Elsöz’e 2 bin 500 lira tedbir nafakası bağlanmasına karar verildi. Tarafların diğer talepleri ise sonraki duruşmalarda görüşülecek. Duruşma, her iki tarafın delillerini sunması ve tanıkların dinlenmesi için 29

Eylül

‘e ertelendi.


DHA – Teslime Tosun

Maslak'taki inşaat çukuru plazalarda panik yaratıyor

İstanbul’un plazalar semti haline gelen Maslak, son dönemlerde önemli bir sorunla çalkalanıyor. S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi’ne ait bir arsa üzerinde kat karşılığı geliştirilen bir inşaat projesi, Şişli Belediyesi’nden gerekli izinler alınarak üç yıl önce start alıyor. Hafriyatı ve iksa imalatı (kuru veya yumuşak zeminlerde kaymayı önlemek için yapılan çalışma) tamamlanan inşaatın ruhsatı Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal ediliyor.

Buraya kadar olay, arsa sahibi S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi, projeyi geliştiren müteahhit firma Taşyapı’yı ilgilendiren veya bunlarla Şişli ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir sorun. Ancak ruhsat izniyle ortaya çıkan kriz, kısa sürede çözülemeyip, uzadıkça sorun bu projeyle hiçbir ilişkisi olmayan Sun Plaza’yı vuruyor. Fortune dergisinden Kenan Şanlı’nın haberine göre, Sun Plaza’nın burayla ilgisi ise, bu projenin dibinde yapılıyor olması. Başka bir ifadeyle proje komşuluğu Sun Plaza’yı içinden çıkılması zor sorunlar yumağına sürüklüyor. Kulaktan kulağa yayılan binada risk oluştuğu yönündeki söylemler Sun Plaza’da kiracı olan şirketlerin bir kısmını tedirgin ediyor ve binadan ayrılmalar başlıyor. ÇUKURUN ÖMRÜ DOLUYSA RİSK VAR

Peki Sun Plaza açısından son durum ne? Sun Plaza için sorun üç yıl önce yanı başındaki 136 numaralı parselde inşaat kazı çalışmasıyla başlıyor. Sorun ise hafriyatı yapılmış iksa imalatı tamamlanmış ama temel betonları atılmamış, yani çukur vaziyette bir inşaatın uzun süre devam etmesi. Çünkü iksa imalatlarının belirli bir ömrü var. Bu süre uzadığında çevresi için de risk yaratabileceği belirtiliyor. Nitekim Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama A.Ş’nin Avukatı Yeşim Dere, “Biz süreci başından beri takip ediyoruz. Birçok bilim adamı bir sıkıntı olmayabileceğini söylüyor ancak literatürde iksa imalatlarının belli bir ömrünün olduğu biliniyor” diyor. ŞİŞLİ BELEDİYESİ İLGİSİZ KALDI

Olası bir riski önlemek adına Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama, Şişli Belediyesi’nden burada gerekli önlemleri almasını istiyor. Ancak Sun Plaza’nın “önlem alın” talebi hemen karşılık bulmuyor. Şişli Belediyesi ‘nin çok ağır davrandığını belirten Dere, ısrarlarının sonucunda geçen yıl Eylül ayında Şişli Belediyesi’nin inşaat ilgililerine “Bu çukuru doldurun ya da hiçbir tehlike olmadığına dair üniversiteden rapor getirin. Bunu yapmazsanız biz dolduracağız” diye ihtar çektiğini söylüyor. Dere’nin verdiği bilgiye göre Şişli Belediyesi’nin ihtarına rağmen çukur doldurulmadığı gibi bir rapor da getirilmiyor. Neden böyle davranıldığını bilmediğini belirten Dere, “Böyle olunca biz yasal şikayetlere, ihtarlara, davalara başladık. Çünkü olası bir riskten bahsediliyor. Geldiğimiz noktada bu çukurun yarıya yakını dolduruldu. Bu dolgunun yeterli olduğuna dair rapor da alıp bunu bizimle paylaştılar” diyor.

Çukurun yarısı doldurulup Sun Plaza açısından bir risk olmadığına dair rapor alınsa da dedikoduların önü kesilemiyor. Başından itibaren bu inşaatın Sun Plaza’da bir riske neden olup olmadığını veya bir bir risk oluşturma ihtimaline karşı birkaç kez inceleme yaptırdıklarını belirten Dere, “Dolgunun yeterli olduğu ve Sun Plaza açısından bir riskin söz konusu olmadığına dair yakın zamanda bize de bir rapor ilettiler. Zaten biz başından beri bir sorun olmadığını biliyorduk. Ancak çıkan dedikoduların önüne geçmeye çalıştık ve binamızı incelettik. Şu anda binamızda hiçbir sorun yok. Temelde herhangi bir kayma ya da sıkıntı yok. Ancak ‘alınması gereken bir önlem var mıdır’ diye düşünüp bize iletilen son raporun üzerine biz bir kez daha başka bir üniversiteye yeniden inceletme yaptırıyoruz. Neden? Çünkü biz her türlü önlemi, çalışanlarımız, bu binaya giren çıkan herkes adına almak yükümlülüğündeyiz. Bu nedenle çok sayıda uluslararası firmadan rapor aldık. Örneğin İngiltere’ye gönderdik raporları, bu raporlar doğrulandı. Bizim lehimize raporların hepsi. Yetinmedik karşı taraftan da rapor istedik. Onlar da aldılar, yine yetinmedik bu raporu da inceletiyoruz. Ben bunu kısaca özetledim ama tam bir yıldır şirketimizin hem teknik elemanları hem de biz, her gün bu işle uğraşıyoruz. İpin ucunu bırakmak istemiyoruz” diyor. HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

Kılıçdaroğlu: Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz

Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde partililere hitap eden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan noktalar şöyle:

“Adalet arayan, adalete âşık adaleti savunan yürekli bir savcı çıkmasaydı belki faillerin hiç birisi bulunamayacaktı. Bugün içinde bulunduğumuz Türkiye böyle bir Türkiye. Türkiye’yi biz uygar bir ülke yapacağız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye. Saygın bir cumhurbaşkanı olan bir Türkiye… Geçmişi karanlık olmayan, o koltuğa oturan temiz ahlaklı bilgili birikimli birisi otursun diye, bütün mücadelemiz bunun üzerine.

Erdoğan’ın kim olduğunu ben de biliyorum. Diyor ki, ‘Ekmeleddin bey yeteri kadar tanınmıyor’. E iyi ya, siz Erdoğan’ın kim olduğunu biliyorsunuz. Bir ülkenin cumhurbaşkanı adayı yalan söyler mi? Bakın Erdoğan’a yırtık ayakkabıyla siyasete girdi, şimdi dünyanın en zengin başbakanlarından birisi. Mal varlığının hesabını verdi mi? Vermedi, istemiyor. Daha yukarı çıkacağım diyor, orada sorumluluk yok diyor. Malı daha rahat götüreceğim diyor.

Erdoğan’ı dinlediğiniz zaman rahatsız oluyor vatandaşlar. Tam bir kavga. Ekmeleddin beyi dinlediğiniz zaman içinize huzur doluyor. Huzurlu bir insan. Kendi iç dünyasında kavga etmeyen bir insan. Bir kişi kendi tarihinden utanabilir mi? Kendi tarihinden utanan tarihini reddeden bir kişidir.

Masalarda oturup ben oy kullanmayacağım diye ahkam kesmek demokrasiye uymaz. Bir gün gelir sizin tatil yapmanız da engellenir. İş dünyası neden korkuyor? TMSF silah olarak kullanılıyor. O nedenle sesleri çıkmıyor. Onları anlıyorum. Kapalı kapılar ardında bize söylediklerini biliyorum. Ama tatilcileri anlamak da zorlanıyorum. Her kuruşun hesabının sorulmasını istiyorsan, senin hayatına birisi gelip müdahale etmesin diye düşünüyorsan, sandığa gideceksin, şakası makası yok Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu vereceksin.

Hangi demokrasiden söz ediyorsunuz? Basını özgür olmayan bir ülkenin halkı özgür değildir, herkes bunu çok iyi bilsin. Buyurun gazetecilere sorun. Özgürlük var mı ülkede? Haber yapamıyorlar. Kalkmışız ‘biz sandığa gitmeyeceğiz’… Niye gitmeyeceğiz? ‘O da Erdoğan’a benziyor bu da Erdoğan’a benziyor…’ Bu ülkede yaşıyorsanız çocuklarınıza karşı sorumluluğunuz var. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız ve bir diktatör bozuntusuna cumhurbaşkanı seçme konusunda izin vermeyeceksiniz.

Çok ilginç bir yalanını açıklayacağım. Hayret ediyorum ben. Hayatımda bu kadar yalan söyleyen ikinci bir kişiye hiç rastlamadım. Yalanları üzerine Recep Larusse diye kitap yaptık. Hayatı yalan üzerine inşa edilmiş birisi. O nedenle sandığa giderken hepimiz düşünmek zorundayız. Biz Başbakan seçmiyoruz, hangi ülke partiyi yönetsin onu da seçmiyoruz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, herkese gönül bağı olan, herkesi seven, inanan, herkesi kucaklayan bilgili birikimli, bu toprakların yetiştirdiği değerli bir insan.”

Merkel soyunma odasına girdi


Almanya

Şansölyesi Angela Merkel,

Dünya Kupası

finali sonrasında Alman futbolcuları kutlamak amacıyla soyunma odasına girdi. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauch’la birlikte oyuncuları tebrik eden Merkel, futbolcularla selfie çekildi.

Sami Khedira, Instagram’a yüklediği selfie’nin altına, “En iyi selfie!! 2014 Dünya Şampiyonuyuz. Teşekkürler Angela Merkel” yazdı. (DM)


Merkel: Kupayı Almanya alacak

'Fahişeliğin kaderi budur' diyerek katlettiler


CNN

‘in haberine göre; yetkililer, aralarında askeri üniformalıların da bulunduğu silahlı kişilerin Bağdat’ın doğusundaki Zeyyune semtindeki binalara saldırdığını söyledi.

Binalara ateş açtıktan sonra içeri giren saldırganların, 28′i

kadın

34 kişiyi öldürdüğü bildirildi.

Emniyet biriminden üst düzey bir yetkilinin AFP’ye verdiği bilgiye göre saldırıda en az 11 kişi de yaralandı.

AFP muhabiri, binalardaki kapılardan birinin üzerine, “Fahişeliğin kaderi budur” yazılı not bırakıldığını belirtti.

Bölge sakinleri saldırıdan Şii

örgüt

Asaib-ul Hak’ı sorumlu tuttu. Ancak örgüt CNN’e yaptığı açıklamada, bu bölgede silahlı gücünün bulunmadığını ifade ederek iddiaları yalanladı. (

Hürriyet

)

Gebe TV geliyor

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, önce internetten “gebetv.gov.tr” adresinden, bir süre sonra da uydudan yayın yapacak televizyonda, gebelik öncesi ve hamilelik dönemine ilişkin her türlü bilginin yer alacağını bildirdi. Bir kaç ay içinde yayına geçmesi planlanan Gebe TV’de, uzman hekimlerin, gebeliğe hazırlık, gebelik süreci ve doğumla ilgili görüşlerine yer verileceğini anlatan Tontuş, konuyla ilgili animasyonlar da hazırlandığını söyledi. SADECE ANNEYE DEĞİL BABAYA DA BİLGİ VERİLECEK

Tontuş, sadece anne adaylarını değil, baba adaylarını da bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Gebelik döneminde babalara düşen sorumluluklara yer vererek onları da bu sürece ortak etmeyi planlıyoruz. Bu projeyle gebelik öncesi, gebelik ve doğum sonrasında sağlıklı günler geçirmek adına fiziksel aktiviteden, sağlıklı beslenmeye, doğum çantasında bulunması gerekenlerden, aşılara, gereken tüm bilgi paylaşımını yapmayı hedefliyoruz. Gebe TV, toplumumuzda teknolojik gelişmelere bağlı olarak kolay ulaşabilen bilgi kaynaklarının yanlış yoruma açık kapı bırakması nedeniyle sağlık gibi anayasal olarak temel hak olan bir konuda profesyonel yardım ve danışmanlık ihtiyacını karşılayacaktır.” ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ GERİLİYOR

Gebe TV’de, anne karnındaki bebekteki gelişmeleri hafta hafta işleyen 250′ye yakın video yer alacağını belirten Tontuş, her gebelik haftasıyla ilgili 7-8 video hazırlandığını, hamilelerin 9 ay boyunca bu videolardan yararlanarak sürecin normal ilerleyip ilerlemediği konusunda kafalarındaki soru işaretlerini giderebileceklerini belirtti.

Tontuş, Türkiye’de anne ölümlerinin yüz binde 15.4, bebek ölümlerinin ise binde 7.8′e kadar düştüğünü, bunun sağlık çalışanlarının gayreti ve sistemin geliştirilmesiyle başarıldığını kaydederek, “Bu oranların daha da aşağı çekilmesi vatandaşların gayretiyle başarılacak. Artık bireylere de bu konuda görev düşüyor. İşte Gebe TV, vatandaşlara yapılması gerekenlerle ilgili yol gösterecek” ifadesini kullandı. (ANKARA/AA)

Halilhodzic 4 transfer istedi

Trabzonspor’un prensip anlaşmasına vardığı Vahid Halilhodzic’in,

Başkan

İbrahim Hacıosmanoğlu ile

Dünya

Kupası’ndan önce bir araya geldiği ve el sıkıştığı öğrenildi. Yapılan görüşmenin ardından Trabzonspor’u yakın takibe alan Boşnak teknik adam, bir çok maçı kayıttan, bazı maçları ise canlı olarak televizyondan izledi. Cezayir Milli Takımı’nı Dünya Kupası’na hazırladığı sırada fırsat buldukça transfer edilebilecek oyuncularla ilgili de rapor hazırlayan Boşnak teknik adam, dün

gece

geç saatlerde geldiği Trabzon’da fazla dinlenmeyerek, bu sabah erken saatlerde tesislere gelerek işbaşı yaptı. TEKNİK EKİBİYLE BİRARAYA GELDİ

Boşnak teknik adam ilk iş olarak, Fransa’dan birlikte geldiği yardımcılarından antrenör Jacky Bonnevay, kondisyoner Cyril Moine, kaleci antrenörü Mickael Boully ve fitness antrenörü Sandy Guichard ile Türk yardımcı antrenör Fatih Kavlak’ın da katılımıyla Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde bir toplantı yaptı. Toplantıda kamp kadrosunu ve hazırlık maçı programlarını kısmen şekillendiren Halilhodzic daha sonra da Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ile bir araya geldi. Halilhodzic’in şişkin olan kadrodan dolayı rahatsız olduğu ve yabancı oyunculardan Colman, Bamba, Malouda ve Celustka’nın bir an önce gönderilmesi için talepte bulunduğu belirtildi. Bu arada Halilhodzic’in izlediği kasetlerde özellikle yabancı oyuncuların takıma yaptığı katkıların yetersiz olduğuna dikkat çekti ve en az 4 yabancı oyuncu takviyesi yapılmasını istedi. HALILHODZIC VE BAŞKAN SÖZLERİNİ TUTTU

Trabzonspor’da 2005-2006 sezonunda da görev yapan Vahid Halilhodzic ile o sezon sonunda istenilen başarı grafiğinin sağlanamadığı gerekçesi ile yollar ayrılmıştı. O dönemde Başkan Nuri Albayrak’ın ekibinde Başkan Yardımcısı olarak görev yapan İbrahim Hacıosmanoğlu da, sıcak ilişkiler kurduğu Boşnak teknik adam Vahid Halilhodzic’i Trabzon Havalimanı’ndan gözyaşlarını tutamayarak uğurladı. Ancak bu uğurlama sırasında birbirlerine, ”Birlikte Trabzonspor’da çalışacağız” sözünü veren Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve Halilhodzic, 8 yıllık aranın ardından sözlerini tuttu. “BIENVENUE VAHİD BABA”

Trabzon yerel basını da Boşnak teknik adam Vahid Halilhodzic’in Cezayir Milli takımıyla Dünya kupasında sergilediği performansın ardından Trabzonspor’u tercih etmesinin kulüp adına çok gurur verici olduğunu yazdı. Türksesi Gazetesi Halilhodzic’in gelişiyle ilgili olarak, ”Sonunda geldi” başlığını atarken, Karadeniz’de Son Nokta Gazetesi, “Hoşgeldin Halilhodzic”, Karadenizin Sesi Gazetesi de, “Yuvana hoş geldin” manşetlerini attı. Karadeniz Gazetesi, “Trabzonspor’da 2′nci Vahid dönemi” başlığını kullanırken, Günebakış Gazetesi, “2′nci Halilhodzic dönemi başlıyor. Büyük hoca Trabzon’ da!”başlığını attı. Kuzey Ekspres Gazetesi de Halilhodzic’in gelişini, ”Büyük hoca Trabzonspor’da!” başlığıyla duyururken, Taka Gazetesi, ”Bienvenue Vahid Baba” manşetini attı. Yunus Emre SEL (DHA)

'Nihayet dördüncü yıldız'

BERLİN – Almanya’nın, kupa finalinde uzatmalarda, Arjantin’i 1-0 yenerek şampiyon olması,

ülke

basınında geniş yer buldu.

“Die Welt” gazetesi, “Bu gerçek” başlığı altındaki haberde, uzatma dakikalarında oyuna giren Mario Götze’nin attığı golle Almanya’yı zafere taşıdığını yazdı. Gazete, daha önce 3 şampiyonluğu bulunan Alman Milli Takımı için “Nihayet dördüncü yıldız da eklenecek” ifadelerini kullandı.

“Bild” gazetesi ise ”

Dünya

Şampiyonu” manşetini kullanarak, golü atan Götze’nin fotoğrafını tüm sayfa olarak verdi. “Arjantin’i büyük bir savaşta, uzatma dakikalarında 1-0 yendik” diye yazan gazete, kupa finaline 20 sayfa ayırdı.

“Rio’da büyük an” başlıklı “Der Tagesspiegel”, Maracana’da sihirli bir gece yaşandığını, 1954, 1974 ve 1990′dan sonra Almanya’nın, 2014 yılında dördüncü kez Dünya Şampiyonu olduğunu kaydetti. Mario Götze’nin, heyecanlı final maçının uzatma dakikalarında oyuna dahil olduğunu ifade eden Der Tagesspiegel, Götze’nin, “büyüleyici” bir golle galibiyeti getirdiğini yazdı.

“Bizim çılgın Dünya Şampiyonası’nın albümü” manşetini kullanan B.Z. de bugünkü sayının tamamen kupaya ayırdı. “Şanlı Brezilya”nın düşüşünden, 2014 Dünya Kupası’nın “parlak yıldızları”na kadar birçok konuyu sayfalarını taşıyan gazete, Almanya’nın geçmişteki Dünya Kupası zaferlerini de hatırlattı.

Alman televizyonları ise geceden beri yaptıkları yayınlarda sık sık kutlamalara yer veriyor. KUTLAMALAR BRANDENBUG KAPISI’NDA

Almanya Milli Takımı, şampiyonluğunu yarın Berlin’deki tarihi Brandenburg Kapısı’nda taraftarlarla beraber kutlayacak.

Öte yandan Bremen’de maçın izlendiği

sinema

salonunda bir kişi bıçaklanarak yaşamını yitirdi. Polis, olayın maçla ilgisi bulunup bulunmadığının araştırıldığını açıkladı. (AA)

İETT'den 'metrobüs zammı' açıklaması

İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (İETT), metrobüs biletlerine yeni düzenleme getirileceği ve zam yapılacağı haberlerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

İETT’den yapılan yazılı açıklamada, bazı basın organlarında “Metrobüse yeni düzenleme”, “Metrobüse zam” haberlerinin yer aldığı belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Haberlerde metrobüs yoğunluğunun gün içine yayılmasını sağlamak amacıyla zirve saatlerde ücretin yüksek tutulacağına dair birtakım bilgilere yer verilmiştir. Basında yer alan bu haberler gerçeği yansıtmamakta, kurumumuzun böyle bir kararı bulunmamaktadır.” (aa)

Araç üretim ve ihracatı 2014'te rekor kıracak

MEHMET ALİ KANTARCI/RADİKAL

Otomotiv sanayinde iç pazarda yaşanana olumsuzluklara rağmen üretim ve ihracatın bu yılı rekorlar kapatması bekleniyor. Bu rekorun ardındaki en önemli nedenler ise üretime başlanan yeni modeller ve ihracat pazarlarındaki düzelme olarak dikkat çekiyor.

Yılın ilk altı ayında iç pazarda yüzde 24’lük bir satış azalmasına rağmen, otomotiv üretiminde sadece yüzde 1

kayıp

yaşanması, sanayicinin yüzünü güldürdü. Bu temponun devam etmesi halinde otomotiv üretim ve ihracatında tarihi bir rekor kırılacak. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2014 yılının geçen yıl aldıkları sinyaller doğrultusunda zorlu geçtiğini belirtti. İmalat sanayi olarak bu olumsuzlukları ihracat alanında yaptıkları yeni hamlelerle aştıklarını vurgulayan Önen şöyle devam etti:


“Daha önce öngördüğümüz gibi 2014 yılı, otomotiv sanayimiz için zorlu geçiyor. İç pazarın üretim üzerindeki olumsuz etkisinin ihracat artışı ile kapatılabileceğini ifade etmiştik. 2014 yılının ilk yarısına baktığımızda;2013 yılına kıyasla ihracattaki yüzde 8’lik artışın, ihracat gelirine yüzde 12’lik artış sağladığını ve toplam üretimdeki azalmanın sadece yüzde 1’de kalmasına destek verdiğini görüyoruz” dedi.

Otomotiv ihracatına dikkat çeken Önen, “2009 Ocak ayında 835 milyon Dolar’a düşen aylık otomotiv ihracatımız geçtiğimiz aylarda 2,1 milyar Dolar’a çıktı. Bu sanayimizin

dünya

çapındaki üstün rekabetçiliği ve yürütmekte olduğu global projelerdeki başarısını gösteriyor. Önemli olan bunun sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır” dedi. 425 BİN ARAÇ İTHAL EDİLDİ


OSD raporuna göre 2014’ün ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 1 oranında azaldı, otomobil üretimi ise yüzde 18 oranında arttı. Bu dönemde toplam üretim 564 bin adet, otomobil üretimi ise 357 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2014 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yıla göre toplam otomotiv ihracatı yüzde 8 oranında, otomobil ihracatı ise yüzde 27 oranında arttı. 2014 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam ihracat 452 bin adet, otomobil ihracatı ise 296 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde ticari araç ihracatı ise 156 bin adetle yüzde 17 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise yüzde 13 artış ile 8 bin 309 adet oldu. KAPASİTE KULLANIMI ARTIYOR


Sanayinin yeni projeler ve imalat kapasitesi artırımında çok önemli bir dönem geçirdiğini vurgulayan Önen, 2013 ile 2014 yılları için kapasite karşılaştırması yapıldığında otomobilde yüzde 9, hafif ticari araçlarda yüzde 13, ağır ticari araçlarda yüzde 11, toplamda da yüzde 10’a varan bir kapasite artışı olduğunu belirtti. Bu artışın sanayinin başlattığı yeni projeler ile sağlandığını söyleyerek sektörün sürdürülebilir büyümeyi yakalamış bir

pazar

için olan güvenini göstermesi açısından çok önemli olduğunu anlattı. İHRACATTA LİDERLİK SÜRECEK


İç pazardaki gerilemenin üretimi sadece yüzde 1 olarak yansıdığını belirten Kudret Önen, 2014 yılında otomotiv sanayinin ülkenin bir numarası olmaya devam edeceğini söyledi. Önen, şöyle konuştu: “İç pazarda talep yüzde 25 oranında azalmış olsa da sanayimizin ihracat gücü sayesinde üretimdeki gerileme sadece yüzde 1 seviyelerinde kaldı. Sanayimizin, 2014 yılı için öngörülen 160 milyar Dolar ihracat içinde yine yüzde 14-15 pay alarak sektörler arasındaki birinciliğini sürdüreceğine inanıyoruz. Üretimin de özellikle

Avrupa

pazarlarındaki olumlu gelişmeler ve gerçekleşen yeni projeler sayesinde 1.150-1.250 adet, ihracatın da 850-900 bin adet düzeyinde gerçekleşmesini bekliyoruz.”

Maslak'taki inşaat çukuru plazalarda panik yaratıyor

İstanbul’un plazalar semti haline gelen Maslak, son dönemlerde önemli bir sorunla çalkalanıyor. S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi’ne ait bir arsa üzerinde kat karşılığı geliştirilen bir inşaat projesi, Şişli Belediyesi’nden gerekli izinler alınarak üç yıl önce start alıyor. Hafriyatı ve iksa imalatı (kuru veya yumuşak zeminlerde kaymayı önlemek için yapılan çalışma) tamamlanan inşaatın ruhsatı Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal ediliyor.

Buraya kadar olay, arsa sahibi S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi, projeyi geliştiren müteahhit firma Taşyapı’yı ilgilendiren veya bunlarla Şişli ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir sorun. Ancak ruhsat izniyle ortaya çıkan kriz, kısa sürede çözülemeyip, uzadıkça sorun bu projeyle hiçbir ilişkisi olmayan Sun Plaza’yı vuruyor. Fortune dergisinden Kenan Şanlı’nın haberine göre, Sun Plaza’nın burayla ilgisi ise, bu projenin dibinde yapılıyor olması. Başka bir ifadeyle proje komşuluğu Sun Plaza’yı içinden çıkılması zor sorunlar yumağına sürüklüyor. Kulaktan kulağa yayılan binada risk oluştuğu yönündeki söylemler Sun Plaza’da kiracı olan şirketlerin bir kısmını tedirgin ediyor ve binadan ayrılmalar başlıyor. ÇUKURUN ÖMRÜ DOLUYSA RİSK VAR

Peki Sun Plaza açısından son durum ne? Sun Plaza için sorun üç yıl önce yanı başındaki 136 numaralı parselde inşaat kazı çalışmasıyla başlıyor. Sorun ise hafriyatı yapılmış iksa imalatı tamamlanmış ama temel betonları atılmamış, yani çukur vaziyette bir inşaatın uzun süre devam etmesi. Çünkü iksa imalatlarının belirli bir ömrü var. Bu süre uzadığında çevresi için de risk yaratabileceği belirtiliyor. Nitekim Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama A.Ş’nin Avukatı Yeşim Dere, “Biz süreci başından beri takip ediyoruz. Birçok bilim adamı bir sıkıntı olmayabileceğini söylüyor ancak literatürde iksa imalatlarının belli bir ömrünün olduğu biliniyor” diyor. ŞİŞLİ BELEDİYESİ İLGİSİZ KALDI

Olası bir riski önlemek adına Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama, Şişli Belediyesi’nden burada gerekli önlemleri almasını istiyor. Ancak Sun Plaza’nın “önlem alın” talebi hemen karşılık bulmuyor. Şişli Belediyesi ‘nin çok ağır davrandığını belirten Dere, ısrarlarının sonucunda geçen yıl Eylül ayında Şişli Belediyesi’nin inşaat ilgililerine “Bu çukuru doldurun ya da hiçbir tehlike olmadığına dair üniversiteden rapor getirin. Bunu yapmazsanız biz dolduracağız” diye ihtar çektiğini söylüyor. Dere’nin verdiği bilgiye göre Şişli Belediyesi’nin ihtarına rağmen çukur doldurulmadığı gibi bir rapor da getirilmiyor. Neden böyle davranıldığını bilmediğini belirten Dere, “Böyle olunca biz yasal şikayetlere, ihtarlara, davalara başladık. Çünkü olası bir riskten bahsediliyor. Geldiğimiz noktada bu çukurun yarıya yakını dolduruldu. Bu dolgunun yeterli olduğuna dair rapor da alıp bunu bizimle paylaştılar” diyor.

Çukurun yarısı doldurulup Sun Plaza açısından bir risk olmadığına dair rapor alınsa da dedikoduların önü kesilemiyor. Başından itibaren bu inşaatın Sun Plaza’da bir riske neden olup olmadığını veya bir bir risk oluşturma ihtimaline karşı birkaç kez inceleme yaptırdıklarını belirten Dere, “Dolgunun yeterli olduğu ve Sun Plaza açısından bir riskin söz konusu olmadığına dair yakın zamanda bize de bir rapor ilettiler. Zaten biz başından beri bir sorun olmadığını biliyorduk. Ancak çıkan dedikoduların önüne geçmeye çalıştık ve binamızı incelettik. Şu anda binamızda hiçbir sorun yok. Temelde herhangi bir kayma ya da sıkıntı yok. Ancak ‘alınması gereken bir önlem var mıdır’ diye düşünüp bize iletilen son raporun üzerine biz bir kez daha başka bir üniversiteye yeniden inceletme yaptırıyoruz. Neden? Çünkü biz her türlü önlemi, çalışanlarımız, bu binaya giren çıkan herkes adına almak yükümlülüğündeyiz. Bu nedenle çok sayıda uluslararası firmadan rapor aldık. Örneğin İngiltere’ye gönderdik raporları, bu raporlar doğrulandı. Bizim lehimize raporların hepsi. Yetinmedik karşı taraftan da rapor istedik. Onlar da aldılar, yine yetinmedik bu raporu da inceletiyoruz. Ben bunu kısaca özetledim ama tam bir yıldır şirketimizin hem teknik elemanları hem de biz, her gün bu işle uğraşıyoruz. İpin ucunu bırakmak istemiyoruz” diyor. HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan, Erdoğan ve Demirtaş'ın hesaplarına 1000'er TL

RADİKAL – Cumhurbaşkanı adayı

Ekmeleddin İhsanoğlu

, Cumhurbaşkanlığı

seçim

çalışmaları için

bağış

ve yardım toplanma döneminin başlamasının Erdoğan ve Demirtaş’ın destek hesaplarına “sembolik” olarak 1000’er TL yatırarak, “Seçim kampanyası döneminin centilmence geçmesi” mesajı verdi. Hürriyet

‘ten Okan Konuralp’in haberinde İhsanoğlu’nun kendisi adına açılan destek hesabına da bağışta bulunduğu belirtildi.

CHP'den bedelli askerlik atağı

CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, 28 yaşından gün almış askerlik yükümlülerinin bedel ödemek suretiyle askerlik hizmetini yapmış sayılmaları için kanun teklifi verdi.

Teklife göre, 28 yaşından gün almış ve Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, 15.000 Türk Lirası parayı ödemeleri şartıyla temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak.

Başvuruda bulunanlar, öngörülen miktarı başvuru sırasında def’aten ödeyebilecekleri gibi, yarısını başvuru sırasında diğer yarısını ise başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde de ödeyebilecek.

İsrail Gazze'de 40 hedefi vurdu

KUDÜS –

İsrail

ordusu, dün

gece

Gazze’de 40 hedefin vurulduğunu bildirdi.

İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’de dün gece boyunca 40 hedefin vurulduğu belirtilirken, Gazze tarafından İsrail’e 20 füze atıldığı ifade edildi.

Atılan füzelerden 12′sinin İsrail topraklarına düştüğü 7′sinin ise “Demir Kubbe” füze savunma sistemleri tarafından imha edildiği belirtildi.

Açıklamada ayrıca pazar bütün gün boyunca 130 füzenin Gazze’den atıldığı, 100′ünün İsrail’e düştüğü kaydedildi. 22′sinin füze savunma sistemleri tarafından imha edildiği ifade edildi ancak geri kalan 8 füzeye dair bilgi verilmedi. Batı

Şeria’da 12 Haziran’da kaybolan 3 Yahudi yerleşimcinin 18 gün sonra ölü bulunmasının ardından Filistinli

genç

Muhammed Ebu Hudayr, 2 Temmuz’da Yahudi yerleşimciler tarafından kaçırılmış ve yakılarak öldürülmüştü. İsrail, bu olayların ardından 7 Temmuz Pazartesi günü Gazze’ye yönelik “Koruyucu Hat” adı altında operasyon başlattığını duyurmuştu.

İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybeden kişi sayısının 172, yaralı sayısının da bin 200′ün üzerinde olduğu belirtildi. (aa)

Almanlar casusluğa karşı daktilo kullanacak

BERLİN – Alman Dış İstihbarat Servisi’nde (BND) görevli bir ajan hakkında

ABD

için casusluk yaptığı gerekçesiyle

soruşturma

açılmasının ardından ülkede iletişim konusunda

güvenlik

önlemler artırılıyor.

ARD televizyonuna konuşan NSA Araştırma Komisyonu Başkanı Patrick Sensber, yazışmalarda daktilo kullanılacağını doğrularken, “Gizli belgeleri yazmak için tekrar daktiloya ihtiyacımız olacak” dedi.

Sensberg, bunun haricinde iç yazışmaları ve konuşmaları güvenli tutmak zorunda olduklarına işaret ederek, “Kilitli e-posta göndermeye, kriptolu telefon kullanmaya ve söyleyemeyeceğim iletişim araçlarını kullanmaya da devam edeceğiz” dedi.

ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA)

Almanya

‘da yaptığı dinlemeler ve özellikle Başbakan Angela Merkel’in dinlendiği yönündeki iddiaların ardından Federal Meclis dinlemelere ilişkin mart ayında bir araştırma komisyonu kurmuştu. (aa)

Okan Bayülgen: Bu salaklıklarla uğraşamam

Radikal.com.tr- Hürriyet’in haberine göre; 6 yıl önce evlenen ve İstanbul adında bir kızları bulunan Okan Bayülgen ile Şirin Ediger, boşanma haberleriyle gündemde. Haklarında sık sık ayrılık haberleri çıkan çiftin Adalar Adliyesi’nde anlaşmalı olarak boşandıkları öne sürüldü. Boşanma haberlerinden kısa bir süre önce de Okan Bayülgen’in ayrılık söylentilerini yalanlamak için Şirin Ediger’e Ulus’ta 5 milyon liralık Boğaz manzaralı lüks bir ev aldığı iddia edilmişti. İDDİALAR DOĞRU DEĞİL

Dün konuyla ilgili bir açıklama yapan Okan Bayülgen, dedikodulara ateş püskürdü. İddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen ünlü şovmen, “Hiç boşuna uğraşmasınlar benimle. Ben böyle salaklıklarla uğraşamam. Yazın herhalde yeteri kadar mayolu kadın fotoğrafı çıkmadı, bizimle uğraşıyorlar. Kesinlikle öyle bir şey yok” diye konuştu.

Gebe TV geliyor

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, önce internetten “gebetv.gov.tr” adresinden, bir süre sonra da uydudan yayın yapacak televizyonda, gebelik öncesi ve hamilelik dönemine ilişkin her türlü bilginin yer alacağını bildirdi. Bir kaç ay içinde yayına geçmesi planlanan Gebe TV’de, uzman hekimlerin, gebeliğe hazırlık, gebelik süreci ve doğumla ilgili görüşlerine yer verileceğini anlatan Tontuş, konuyla ilgili animasyonlar da hazırlandığını söyledi. SADECE ANNEYE DEĞİL BABAYA DA BİLGİ VERİLECEK

Tontuş, sadece anne adaylarını değil, baba adaylarını da bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Gebelik döneminde babalara düşen sorumluluklara yer vererek onları da bu sürece ortak etmeyi planlıyoruz. Bu projeyle gebelik öncesi, gebelik ve doğum sonrasında sağlıklı günler geçirmek adına fiziksel aktiviteden, sağlıklı beslenmeye, doğum çantasında bulunması gerekenlerden, aşılara, gereken tüm bilgi paylaşımını yapmayı hedefliyoruz. Gebe TV, toplumumuzda teknolojik gelişmelere bağlı olarak kolay ulaşabilen bilgi kaynaklarının yanlış yoruma açık kapı bırakması nedeniyle sağlık gibi anayasal olarak temel hak olan bir konuda profesyonel yardım ve danışmanlık ihtiyacını karşılayacaktır.” ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ GERİLİYOR

Gebe TV’de, anne karnındaki bebekteki gelişmeleri hafta hafta işleyen 250′ye yakın video yer alacağını belirten Tontuş, her gebelik haftasıyla ilgili 7-8 video hazırlandığını, hamilelerin 9 ay boyunca bu videolardan yararlanarak sürecin normal ilerleyip ilerlemediği konusunda kafalarındaki soru işaretlerini giderebileceklerini belirtti.

Tontuş, Türkiye’de anne ölümlerinin yüz binde 15.4, bebek ölümlerinin ise binde 7.8′e kadar düştüğünü, bunun sağlık çalışanlarının gayreti ve sistemin geliştirilmesiyle başarıldığını kaydederek, “Bu oranların daha da aşağı çekilmesi vatandaşların gayretiyle başarılacak. Artık bireylere de bu konuda görev düşüyor. İşte Gebe TV, vatandaşlara yapılması gerekenlerle ilgili yol gösterecek” ifadesini kullandı. (ANKARA/AA)

Mesut Özil'den Türk bayraklı mesaj

Almanya Milli Takımının Dünya Kupası’nı kazandığı maç sonrası Instagram hesabından Türk-Alman bayrağını paylaşan Mesut Özil, takipçileri tarafından beğeniyle karşılandı.

Mesut Özil’in paylaştığı kare, takipçileri tarafından büyük beğeni topladı. Özellikle Almanya’da yaşayan Türk vatandaşların takdirini kazanan Özil, maç öncesi de dua okuduğu görüntülerle büyük ses getirmişti. İşte Mesut Özil’in Instagram hesabından yaptığı o paylaşım:

Messi öylece bakakaldı!

Radikal.com.tr – 2014 Dünya Kupası’nda mutlu sona Almanya ulaştı. Mario Götze’nin 113. dakikada attığı gol, Panzerler’e 24 yıl sonra ‘dünyanın en büyüğü’ unvanını getirdi. Ezeli rakibi Brezilya’nın evinde kupa kaldırmaya çok yaklaşan Arjantin’de ise hayal kırıklığı hakimdi. Kuşkusuz kaçan şampiyonluğa en çok üzülen isimlerin başında Lionel Messi geliyordu.


Messi için çok ilginç yorum!

KOLEKSİYONDA EN ÖNEMLİ PARÇASI YOK

6 La Liga, 6 İspanya Süper Kupası, 2 Kral Kupası, 3 Şampiyonlar Ligi, 2 UEFA Süper Kupası, 2 FIFA Dünya Kulüpler Kupası, 2005′te U-15 Dünya Kupası ve 2008 Pekin Olimpiyatları’nda altın madalya… 10 yıllık profesyonel kariyerine; Barcelona forması altında 21 kupa, Arjantin Milli Takımı’nda ise bir kupa ve bir madalya sığdıran 27 yaşındaki futbolcu, kupa koleksiyonundaki tek eksik parçayı yine tamamlayamadı. MESSI: YARALI HİSSEDİYORUM

Grup mücadelesinde Angel di Maria ile birlikte Tangocular’ı sırtlayan dünyaca ünlü futbolcu, çeyrek ve yarı final mücadelesinde olduğu gibi final maçında da sergilediği futbolla hayal kırıklığı yaşattı. Almanya’ya 1-0 mağlup oldukları karşılaşma sonrası konuşan Messi, “Tek istediğim şey kupayı alıp ülkemde kutlamaktı. Ağzımda acı bir tat var. Şampiyonluğa çok yakındık, elimize şanslar da geçti ama başaramadık. Üç net gol fırsatı harcadık, kupayı hak etmiştik. Mutsuzum ve yaralı hissediyorum” ifadelerini kullandı.


Dünya Kupası’nı kaldıran teknik adam Löw’ü 13 yıl önce böyle kovmuş!’ALTIN TOP’ ÖDÜLÜ ŞAŞIRTTI

Dünya Kupası finali sonrası bireysel ödüller sahiplerini buldu. Lionel Messi’nin, en iyi oyuncuya verilen ‘Altın Top Ödülü’ne layık görülmesi şaşkınlık yarattı. Arjantinli futbolcu, 2014 Dünya Kupası’nda 7 maçta görev yaparken, 4 gol ve 1 asistle oynadı.


İŞTE O AN

Lionel Messi’nin Altın Top ödülünü almaya geldiği sırada çekilen bir kare ise sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı. Fotoğrafta; ödülünü almak için FIFA Başkanı Sepp Baltter’in yanına giden Messi, bir kez daha kaçırdığı Dünya Kupası’na bakarken görülüyor.



‘Altın Ayakkabı’ Rodriguez’in

Diyarbakır'da inanılmaz operasyon!

Olay pazar gecesi kentin Bağlar İlçesi’nde esnaf M.K.’nin evinde akşam sıralarında meydana geldi. Sosyal medya üzerinden iki yıl önce tanışan Şanlıurfa’da görevli uzman çavuş A.Ç. ile Diyarbakır’da oturan evli ve bir çocuk annesi 34 yaşındaki R.K. arasında duygusal ilişki başladı. İkili zaman zaman buluşup birlikte oldu. Önceki akşam görevli olduğu Şanlıurfa’dan Diyarbakır’a gelen A.Ç., yine R.K.’nın evine gitti. KADININ EŞİ YAKALADI

Bu sırada eşinden şüphelenen esnaf M.K. elinde tüfekle eve gelip onları birlikte yakaladı. M.K., tüfeği uzman çavuş A.Ç.’ye doğrultunca, eşi R.K. hemen öne atlayıp ateş etmesini engelledi.

Eşi R.K.’yı döven M.K., ardından A.Ç.’nin ellerini ve ayaklarını bağlayıp bir odaya kapattı. Öldürüleceğinden korkan uzman çavuş A.Ç., telefonla 155 Polis İmdat telefonunu arayarak, “Beni zorla tutuyorlar, kurtarın” diyerek adresi verdi.

Eve operasyon yapan polis, elleri ve ayakları bağlı A.Ç.’yi kurtarırken ev sahibi M.K. ve eşi R.K.’yı gözaltına aldı. Uzman Çavuş A.Ç.’yi kurtaran polis, durumu askeri yetkililere ve Şanlıurfa’da bulunan birliğine iletti. “GELMESİ İÇİN ÇOK ISRAR ETTİM”

Polisin, mağdur ve şüphelileri Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürmesi ardından olayın üzerindeki sır perdesi de aralandı. Asayiş Şube Müdürlüğü’nde şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan 32 yaşındaki bir çocuk annesi ev hanımı R.K., uzman çavuş A.Ç. ile 2 yıldan bu yana duygusal ilişki yaşadığını belirterek, şöyle dedi:

“10 yıllık evliyim. Bir kaç kez eşimin evde olmadığını söyleyerek A.Ç.’yi çağırdım. Gelmesi için çok ısrar ettim. Kendisi de görevli olduğu Şanlıurfa’dan Diyarbakır’a geldi. Birlikte benim evimin mutfağına girip yemek yaptığımız sırada, eşim antrede bulunan dolaptan dışarı çıktı. Elinde bulunan av tüfeğini uzman çavuşa doğrultarak, ’Seni öldüreceğim’ dedi. Ben eşimin önüne geçip yanlış anladığını söylemeye çalıştım. Bu esnada eşim beni dövdü.”

Eşinin uzman çavuş A.Ç.’yi dövdüğünü söyleyen R.K., “Daha sonra bana A.Ç.’nin ellerini bağlamamı söyledi. Ben de koli bandı ile ellerini bağladım. Eşim de ayaklarını orada bulunan iple bağladı. Daha sonra eşimin dalgınlığından yararlanarak telefonunu A.Ç.’ye götürdüm. Sonra ise polisler geldi. İşlemlerimin ardından evime ve ailemin yanına gitmek istemiyorum. Kadın Sığınma Evine de gitmek istemiyorum. Eşim beni dövdüğü için şikayetçi de değilim” dedi.

İfadelerin alınması ardından R.K. ve eşi M.K., ’kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ’Yağma’ ve ’Darp’, Uzman Çavuş A.Ç. ise, ’Konut dokunulmazlığını ihlal’ suçlamasıyla savcılığa çıkarıldı. İfadeleri alınan 3 şüpheli tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Uzman Çavuş A.Ç. hakkında bağlı bulunduğu birliğinde de soruşturma açıldı.


Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)

Bursa'da Kolombiya çetesi!

Bursa’nın Osmangazi ilçesi Fevzi Çakmak Caddesi’nde yaşanan soygunla ilgili biri kadın 8 yabancı yakalandı. Şüphelilerden 3’ü tutuklandı. Bursa’da geçen hafta bir banka şubesine geçen hafta gelen, Sınırlı Sorumlu Mudanya Çayönü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Halil Kaya ve Kooperatif İkinci Başkanı Abdullah Öz, Çayönü ile Yörükyenicesi ve Emirleryenicesi köylerindeki kooperatif üyelerinin ürün bedeli olan 95 bin lirayı çekti. LASTİĞİ PATLATTILAR

Kooperatif yöneticilerini takibe alan kimliği belirlenemeyen soyguncular, Kaya ve Öz’ün park ettikleri hafif ticari aracın arka sağ tekerleğini keserek patlattı. Aldıkları para ile bankadan ayrılan Abdullah Öz ve Halil Kaya, Haşim İşcan Caddesi Şehreküstü lambalarında vatandaşların uyarısıyla tekerleğin patlak olduğunu fark edince, lastiği değiştirmek için araçtan indi. Bu sırada Halil Kaya, aracın arkasındaki gübre torbalarını indirirken, çantayı direksiyon yanına bırakan Abdullah Öz arkadaşının yardımına geldi. Bu sırada araçlarının kapısının kapatıldığını fark eden yöneticiler, bir kişinin para dolu çantayı alıp kaçtığını gördü. Hırsızlık şokunu yaşayan Kaya ve Öz’ün yardımına koşan vatandaşlar, durumu 155 Polis İmdat Hattı’na bildirdi.

Olay yerine gelen polis ekipleri, görgü tanıklarının verdiği telsiz anonsu ile tüm birimlere bildirdiği 16 BJ 655 plakalı kiralanan aracı, olay yerine 250 metre uzaklıktaki Doğanbey Mahallesi’nde içersinde boş para çantası ile terk edilmiş olarak buldu. Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, ‘lastik patlatma’ yöntemiyle 95 bin lirayı çalan biri yabancı uyruklu iki şüphelinin peşine düştü. İSTANBUL’DA PARAYLA BİRLİKTE YAKALANDILAR

Güvenlik kameralarının incelenmesi ve terk edilen kiralık araçla ilgili ipuçlarını değerlendiren polis, şüphelilerin İstanbul’da yaşadıklarını tespit etti. İstanbul’da belirlenen iki adrese yapılan baskın sonucu Kolombiyalı Alexandro Gonzalo Grosso Bonilla (43), Jesicca Andrea Calcedo Garzon (20), Armando Ayala Renteria (59), Misael Aguilar Montenegro (46), Luis Abertor Meteus (53), Gor Garcia Colme Nures (53), Josua Elias Agulier (45) ile Guatemalalı Freedy Olivero Gordon Orellana (49) çalınan para ile birlikte yakalandı. Şüphelilerden birinin dikkat çekmemek için Fenerbahçe forması giydiği dikkat çekti. Polis parayı, kooperatif yetkililerine teslim etti. ‘TEKSTİL ÜRÜNÜ ALMAK İÇİN BURSA’YA GELMİŞTİK’ Soruşturma sonucu soygun nasıl gerçekleştirildiğiyle ilgili ayrıntılar elde edildi. İstanbul’a ardından Bursa’ya gelen çete üyelerinden birinin bankaya müşteri olarak girdiği, içeride yaptığı gözlem sonucu yüklü miktarda para çeken kişi veya kişileri geldikleri aracıda öğrenerek dışarıda bekleyen kişiye bildirdikleri, daha sonra aracın lastiğini patlatarak parayı otomobilden aldıkları öğrenildi. 3 ay önce Türkiye’ye gelen şüphelilerin Bursa’da ilk işleri olduğu ifade edildi.

Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde sorguları yapıldıktan sonra adliyeye sevk edilen 8 şüphelinin verdikleri ifadelerde suçlamaları kabul etmedikleri ve tekstil ürünleri almak için Bursa’ya geldiklerini iddia ettikleri öğrenildi.

Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Fredy Oliverio Cordon Orelleana, Misael Aguilar Montenegro, Josue Elias Aguilar tutuklanırken, serbest bırakılan diğer şüphelilerin sınırdışı edilecekleri bildirildi. (BURSA/DHA)

Araç üretim ve ihracatı 2014'te rekor kıracak

MEHMET ALİ KANTARCI/RADİKAL

Otomotiv sanayinde iç pazarda yaşanana olumsuzluklara rağmen üretim ve ihracatın bu yılı rekorlar kapatması bekleniyor. Bu rekorun ardındaki en önemli nedenler ise üretime başlanan yeni modeller ve ihracat pazarlarındaki düzelme olarak dikkat çekiyor.

Yılın ilk altı ayında iç pazarda yüzde 24’lük bir satış azalmasına rağmen, otomotiv üretiminde sadece yüzde 1

kayıp

yaşanması, sanayicinin yüzünü güldürdü. Bu temponun devam etmesi halinde otomotiv üretim ve ihracatında tarihi bir rekor kırılacak. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2014 yılının geçen yıl aldıkları sinyaller doğrultusunda zorlu geçtiğini belirtti. İmalat sanayi olarak bu olumsuzlukları ihracat alanında yaptıkları yeni hamlelerle aştıklarını vurgulayan Önen şöyle devam etti:


“Daha önce öngördüğümüz gibi 2014 yılı, otomotiv sanayimiz için zorlu geçiyor. İç pazarın üretim üzerindeki olumsuz etkisinin ihracat artışı ile kapatılabileceğini ifade etmiştik. 2014 yılının ilk yarısına baktığımızda;2013 yılına kıyasla ihracattaki yüzde 8’lik artışın, ihracat gelirine yüzde 12’lik artış sağladığını ve toplam üretimdeki azalmanın sadece yüzde 1’de kalmasına destek verdiğini görüyoruz” dedi.

Otomotiv ihracatına dikkat çeken Önen, “2009 Ocak ayında 835 milyon Dolar’a düşen aylık otomotiv ihracatımız geçtiğimiz aylarda 2,1 milyar Dolar’a çıktı. Bu sanayimizin

dünya

çapındaki üstün rekabetçiliği ve yürütmekte olduğu global projelerdeki başarısını gösteriyor. Önemli olan bunun sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır” dedi. 425 BİN ARAÇ İTHAL EDİLDİ


OSD raporuna göre 2014’ün ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 1 oranında azaldı, otomobil üretimi ise yüzde 18 oranında arttı. Bu dönemde toplam üretim 564 bin adet, otomobil üretimi ise 357 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2014 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yıla göre toplam otomotiv ihracatı yüzde 8 oranında, otomobil ihracatı ise yüzde 27 oranında arttı. 2014 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam ihracat 452 bin adet, otomobil ihracatı ise 296 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde ticari araç ihracatı ise 156 bin adetle yüzde 17 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise yüzde 13 artış ile 8 bin 309 adet oldu. KAPASİTE KULLANIMI ARTIYOR


Sanayinin yeni projeler ve imalat kapasitesi artırımında çok önemli bir dönem geçirdiğini vurgulayan Önen, 2013 ile 2014 yılları için kapasite karşılaştırması yapıldığında otomobilde yüzde 9, hafif ticari araçlarda yüzde 13, ağır ticari araçlarda yüzde 11, toplamda da yüzde 10’a varan bir kapasite artışı olduğunu belirtti. Bu artışın sanayinin başlattığı yeni projeler ile sağlandığını söyleyerek sektörün sürdürülebilir büyümeyi yakalamış bir

pazar

için olan güvenini göstermesi açısından çok önemli olduğunu anlattı. İHRACATTA LİDERLİK SÜRECEK


İç pazardaki gerilemenin üretimi sadece yüzde 1 olarak yansıdığını belirten Kudret Önen, 2014 yılında otomotiv sanayinin ülkenin bir numarası olmaya devam edeceğini söyledi. Önen, şöyle konuştu: “İç pazarda talep yüzde 25 oranında azalmış olsa da sanayimizin ihracat gücü sayesinde üretimdeki gerileme sadece yüzde 1 seviyelerinde kaldı. Sanayimizin, 2014 yılı için öngörülen 160 milyar Dolar ihracat içinde yine yüzde 14-15 pay alarak sektörler arasındaki birinciliğini sürdüreceğine inanıyoruz. Üretimin de özellikle

Avrupa

pazarlarındaki olumlu gelişmeler ve gerçekleşen yeni projeler sayesinde 1.150-1.250 adet, ihracatın da 850-900 bin adet düzeyinde gerçekleşmesini bekliyoruz.”

Maslak'taki inşaat çukuru plazalarda panik yaratıyor

İstanbul’un plazalar semti haline gelen Maslak, son dönemlerde önemli bir sorunla çalkalanıyor. S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi’ne ait bir arsa üzerinde kat karşılığı geliştirilen bir inşaat projesi, Şişli Belediyesi’nden gerekli izinler alınarak üç yıl önce start alıyor. Hafriyatı ve iksa imalatı (kuru veya yumuşak zeminlerde kaymayı önlemek için yapılan çalışma) tamamlanan inşaatın ruhsatı Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal ediliyor.

Buraya kadar olay, arsa sahibi S.S. Otomotiv Yedek Parça İthalat ve Toptancıları Konut Yapı Kooperatifi, projeyi geliştiren müteahhit firma Taşyapı’yı ilgilendiren veya bunlarla Şişli ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir sorun. Ancak ruhsat izniyle ortaya çıkan kriz, kısa sürede çözülemeyip, uzadıkça sorun bu projeyle hiçbir ilişkisi olmayan Sun Plaza’yı vuruyor. Fortune dergisinden Kenan Şanlı’nın haberine göre, Sun Plaza’nın burayla ilgisi ise, bu projenin dibinde yapılıyor olması. Başka bir ifadeyle proje komşuluğu Sun Plaza’yı içinden çıkılması zor sorunlar yumağına sürüklüyor. Kulaktan kulağa yayılan binada risk oluştuğu yönündeki söylemler Sun Plaza’da kiracı olan şirketlerin bir kısmını tedirgin ediyor ve binadan ayrılmalar başlıyor. ÇUKURUN ÖMRÜ DOLUYSA RİSK VAR

Peki Sun Plaza açısından son durum ne? Sun Plaza için sorun üç yıl önce yanı başındaki 136 numaralı parselde inşaat kazı çalışmasıyla başlıyor. Sorun ise hafriyatı yapılmış iksa imalatı tamamlanmış ama temel betonları atılmamış, yani çukur vaziyette bir inşaatın uzun süre devam etmesi. Çünkü iksa imalatlarının belirli bir ömrü var. Bu süre uzadığında çevresi için de risk yaratabileceği belirtiliyor. Nitekim Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama A.Ş’nin Avukatı Yeşim Dere, “Biz süreci başından beri takip ediyoruz. Birçok bilim adamı bir sıkıntı olmayabileceğini söylüyor ancak literatürde iksa imalatlarının belli bir ömrünün olduğu biliniyor” diyor. ŞİŞLİ BELEDİYESİ İLGİSİZ KALDI

Olası bir riski önlemek adına Sun Plaza Gayrimenkul Kiralama, Şişli Belediyesi’nden burada gerekli önlemleri almasını istiyor. Ancak Sun Plaza’nın “önlem alın” talebi hemen karşılık bulmuyor. Şişli Belediyesi ‘nin çok ağır davrandığını belirten Dere, ısrarlarının sonucunda geçen yıl Eylül ayında Şişli Belediyesi’nin inşaat ilgililerine “Bu çukuru doldurun ya da hiçbir tehlike olmadığına dair üniversiteden rapor getirin. Bunu yapmazsanız biz dolduracağız” diye ihtar çektiğini söylüyor. Dere’nin verdiği bilgiye göre Şişli Belediyesi’nin ihtarına rağmen çukur doldurulmadığı gibi bir rapor da getirilmiyor. Neden böyle davranıldığını bilmediğini belirten Dere, “Böyle olunca biz yasal şikayetlere, ihtarlara, davalara başladık. Çünkü olası bir riskten bahsediliyor. Geldiğimiz noktada bu çukurun yarıya yakını dolduruldu. Bu dolgunun yeterli olduğuna dair rapor da alıp bunu bizimle paylaştılar” diyor.

Çukurun yarısı doldurulup Sun Plaza açısından bir risk olmadığına dair rapor alınsa da dedikoduların önü kesilemiyor. Başından itibaren bu inşaatın Sun Plaza’da bir riske neden olup olmadığını veya bir bir risk oluşturma ihtimaline karşı birkaç kez inceleme yaptırdıklarını belirten Dere, “Dolgunun yeterli olduğu ve Sun Plaza açısından bir riskin söz konusu olmadığına dair yakın zamanda bize de bir rapor ilettiler. Zaten biz başından beri bir sorun olmadığını biliyorduk. Ancak çıkan dedikoduların önüne geçmeye çalıştık ve binamızı incelettik. Şu anda binamızda hiçbir sorun yok. Temelde herhangi bir kayma ya da sıkıntı yok. Ancak ‘alınması gereken bir önlem var mıdır’ diye düşünüp bize iletilen son raporun üzerine biz bir kez daha başka bir üniversiteye yeniden inceletme yaptırıyoruz. Neden? Çünkü biz her türlü önlemi, çalışanlarımız, bu binaya giren çıkan herkes adına almak yükümlülüğündeyiz. Bu nedenle çok sayıda uluslararası firmadan rapor aldık. Örneğin İngiltere’ye gönderdik raporları, bu raporlar doğrulandı. Bizim lehimize raporların hepsi. Yetinmedik karşı taraftan da rapor istedik. Onlar da aldılar, yine yetinmedik bu raporu da inceletiyoruz. Ben bunu kısaca özetledim ama tam bir yıldır şirketimizin hem teknik elemanları hem de biz, her gün bu işle uğraşıyoruz. İpin ucunu bırakmak istemiyoruz” diyor. HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 'pusula' sıralaması belli oldu


ANKARA

– Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi

Yüksek Seçim Kurulu

‘nda çekilen kura sonucunda, oy pusulasında Başbakan

Recep Tayyip Erdoğan

birinci sırada,

Selahattin Demirtaş

ikinci sırada ve Ekmeleddin İhsanoğlu üçüncü sırada yer aldı. (AA)

BDP'li belediye başkanına kaşından, gözünden 4 yıl hapis!

DİYARBAKIR – Diyarbakır’ın Lice İlçesi Belediye Başkanı

BDP

‘li 25 yaşındaki Rezan Zuğurli’ye, yasa dışı gösterilere katılıp

PKK

adına suç işlediği gerekçesiyle 4 yıl 2 ay hapis cezası veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda, bilirkişi raporuna vurgu yapılırken, polise taş atan grupta bulunan kişinin kaş, göz ile burun ve dudak arasındaki boşluktan Belediye Başkanı Zuğurli’ye benzediği belirtildi.

Geçen 30 Mart seçimlerinde BDP’den Lice Belediye Başkanı seçilen ve ‘

Türkiye

‘nin en genç Belediye Başkanı’ olarak nitelendirilen Dicle Üniversitesi Diyarbakır Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Radyo Televizyon Programcılığı Bölümü öğrencisi Rezan Zuğurli hakkında, 2010 ve 2011 yıllarında, 3 ayrı gösteriye katıldığı gerekçesiyle dava açıldı. Zuğurli’ye, 2012 yılında, ‘Terör örgütü üyesi olmak’ suçundan 5 yıl hapis cezası verildi. Yargıtay’ın eksik soruşturmayı gerekçe göstererek bozduğu davanın yeniden görülmesi sonucu Başkan Zuğurlu, ‘PKK terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. BİLİRKİŞİ RAPORU

Diyarbakır 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi, davayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Kararda yer alan bilirkişi raporunda; olay yerinde çekilmiş kamera görüntülerine dikkat çekilirken şöyle denildi:

“Slogan atmadan, zafer işareti yapmadan ve bölücü içerikli herhangi bir şey taşımadan,

güvenlik

güçlerine taş atan yüzleri bez ve maske ile gizlenmiş grubun içindeki mavi renkli kot pantolon ve haki renkli kapşonlu kaban giyen kişinin Rezan Zuğurli’ye benzediği, görüntülerdeki kişi grup ile birlikte iki kez güvenlik güçlerine taş attığı, kaşlar, gözler ve gözün üst kısımları, burun, burun ile dudak arasındaki boşluk, dudak ve elmacık kemik yapılarının çok benzer bulunmuştur.” YÖRESEL KIYAFET, ÖRGÜT EYLEMİ SAYILDI

Gerekçeli kararda PKK’nın amacının Türkiye Cumhuriyeti hakimiyeti altındaki topraklardan bir bölümünü silahlı mücadele vererek devlet idaresinden ayırıp, bu bölgede Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir Kürt devleti kurmak olduğunu belirten mahkeme, Abdullah Öcalan’ın yakalanması üzerine örgütün yeni politikalar üretme yoluna gittiğini belirtti. Bu amaçla 2000 tarihinde kongre yapıldığı kaydedilen gerekçeli kararda, şöyle devam edildi:

“Örgütün nihai amacına ulaşması için geliştirdiği yeni stratejisi gereği, şiddete dayalı olmayan ancak Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı şekilde devlet güçlerini ve devleti uluslararası alanda zor durumda bırakmak için sivil itaatsizlik-serhildan adı verilen yeni bir eylem tarzı uygulamaya konulduğu belirlenmiştir.”

Kararda bu kapsamda bazı eylem planları yapıldığı, sempatizan teşkilatları organizesinde kadınlar tarafından yöresel kıyafetler giyilmesi gibi eylemlerin de bu planda olduğu belirtildi. ŞİDDET EYLEMLERİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ

Terörle Mücadele Kanunu’nun incelendiği kararda, şu ifadeler yer aldı:

“Eylemlerde şiddeti öngören, bu eylemlerde bulunan, şiddeti teşvik eden kişilerin eylemlerinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmiştir. Sanığın çevresindeki yüzü puşili ve güvenlik güçlerine taşlı saldırıda bulunan grup ile birlikte hareket ederek güvenlik güçlerine taş attığı, hareketlerinin iradi olduğu ve belirli bir örgüt amacına dayandığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıktır. Sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya matuf olduğu anlaşılarak savunmasına itibar edilmemiştir. Sanığın eyleme PKK’nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine katılarak güvenlik güçlerine taş attığı açıktır.” (Felat BOZARSLAN/DHA)

Kuzey Kore Güney Kore'ye füze fırlattı


Kuzey

Kore, son günlerdeki saldırgan politikalarına devam ediyor.

Ülke

, 100 adet balistik füze ve 500 kilometre menzilli 2 füzeyi Güney Kore sınırına fırlattı. Güney Kore’den askerî kaynaklar olayı doğrularken, füzelerin ateşlenmesine iki olayın sebep olabileceği konuşuluyor. İKİ SEBEPLE SALDIRIYOR

Çin ve Güney Kore’nin yakınlaşması birinci sebep olarak gösterilirken,

ABD

ve Güney Kore’nin ortak tatbikatının da Kuzey Kore’nin tepkisine yol açmış olabileceği seçenekler arasında. Çin ve Güney Kore’nin Kuzey Kore’nin nükleer çalışmalarını durdurması için ülkeye baskı yaptığı biliniyor. BM KARARLARINI İHLAL EDİYOR

Birleşmiş Milletler’in yaptırımlarına rağmen bu yıl 14’üncü kez füze denemesi yapan Kuzey Kore’nin füzelerin fırlatıldığı Kaesong kenti ile Güney Kore arasında 10 kilometre mesafe bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Kuzey Kore Hükümeti ise füzelerin

eğitim

amaçlı fırlatıldığını belirtiyor.

Geçen hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Güney Kore’yi ziyaret etmiş ve Kuzey Kore’nin bu ziyaret öncesi füze fırlatması tepki çekmişti. Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un, ülkeye gerçekleşebilecek saldırılara karşı geçen hafta ordusuna her an füze fırlatmaya hazır olmaları için talimat vermişti. (AFP)


Kuzey Kore kısa menzilli füze ateşledi

İran'da kreşte dayak zoruyla yemek

İran’da özel bir kreşte çalışan kadının bir çocuğa şiddet uygulayarak yemek yedirmesi ülkede büyük tepkiye neden oldu. Cep telefonuyla gizlice çekilmiş videoda, kreşteki görevli kadın bir çocuğu zorla yere yatırıp dayak atarak yemek yedirmeğe çalışırken görünüyor.

Görüntüde, ayaklarıyla, yere yatırdığı çocuğun ellerini ve ayaklarını tutan kadın, bir eliyle çocuğun burnunu tutup diğer eliyle zorla kaşığı çocuğun ağzına sokuyor. KREŞ KAPATILDI, SUÇLULAR CEZAEVİNDE

Kreşte hademe olarak çalışan kadın, zorla yemek yedirdiği çocuğa dayak atmaktan da kaçınmıyor. Okuldaki bir diğer çalışan tarafından gizlice çekilen görüntünün sosyal medyada yayınlanması, yetkilileri harekete geçirdi.

Ülkenin kuzeyindeki Erdebil şehrinde bulunan kreş kapatılırken, mahkemeye çıkarılan kreş müdürü ve görüntüdeki kadın tutuklu yargılanmak üzere cezaevine sevk edildi. (DHA)

Okan Bayülgen: Bu salaklıklarla uğraşamam

Radikal.com.tr- Hürriyet’in haberine göre; 6 yıl önce evlenen ve İstanbul adında bir kızları bulunan Okan Bayülgen ile Şirin Ediger, boşanma haberleriyle gündemde. Haklarında sık sık ayrılık haberleri çıkan çiftin Adalar Adliyesi’nde anlaşmalı olarak boşandıkları öne sürüldü. Boşanma haberlerinden kısa bir süre önce de Okan Bayülgen’in ayrılık söylentilerini yalanlamak için Şirin Ediger’e Ulus’ta 5 milyon liralık Boğaz manzaralı lüks bir ev aldığı iddia edilmişti. İDDİALAR DOĞRU DEĞİL

Dün konuyla ilgili bir açıklama yapan Okan Bayülgen, dedikodulara ateş püskürdü. İddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen ünlü şovmen, “Hiç boşuna uğraşmasınlar benimle. Ben böyle salaklıklarla uğraşamam. Yazın herhalde yeteri kadar mayolu kadın fotoğrafı çıkmadı, bizimle uğraşıyorlar. Kesinlikle öyle bir şey yok” diye konuştu.

Gebe TV geliyor

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, önce internetten “gebetv.gov.tr” adresinden, bir süre sonra da uydudan yayın yapacak televizyonda, gebelik öncesi ve hamilelik dönemine ilişkin her türlü bilginin yer alacağını bildirdi. Bir kaç ay içinde yayına geçmesi planlanan Gebe TV’de, uzman hekimlerin, gebeliğe hazırlık, gebelik süreci ve doğumla ilgili görüşlerine yer verileceğini anlatan Tontuş, konuyla ilgili animasyonlar da hazırlandığını söyledi. SADECE ANNEYE DEĞİL BABAYA DA BİLGİ VERİLECEK

Tontuş, sadece anne adaylarını değil, baba adaylarını da bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Gebelik döneminde babalara düşen sorumluluklara yer vererek onları da bu sürece ortak etmeyi planlıyoruz. Bu projeyle gebelik öncesi, gebelik ve doğum sonrasında sağlıklı günler geçirmek adına fiziksel aktiviteden, sağlıklı beslenmeye, doğum çantasında bulunması gerekenlerden, aşılara, gereken tüm bilgi paylaşımını yapmayı hedefliyoruz. Gebe TV, toplumumuzda teknolojik gelişmelere bağlı olarak kolay ulaşabilen bilgi kaynaklarının yanlış yoruma açık kapı bırakması nedeniyle sağlık gibi anayasal olarak temel hak olan bir konuda profesyonel yardım ve danışmanlık ihtiyacını karşılayacaktır.” ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ GERİLİYOR

Gebe TV’de, anne karnındaki bebekteki gelişmeleri hafta hafta işleyen 250′ye yakın video yer alacağını belirten Tontuş, her gebelik haftasıyla ilgili 7-8 video hazırlandığını, hamilelerin 9 ay boyunca bu videolardan yararlanarak sürecin normal ilerleyip ilerlemediği konusunda kafalarındaki soru işaretlerini giderebileceklerini belirtti.

Tontuş, Türkiye’de anne ölümlerinin yüz binde 15.4, bebek ölümlerinin ise binde 7.8′e kadar düştüğünü, bunun sağlık çalışanlarının gayreti ve sistemin geliştirilmesiyle başarıldığını kaydederek, “Bu oranların daha da aşağı çekilmesi vatandaşların gayretiyle başarılacak. Artık bireylere de bu konuda görev düşüyor. İşte Gebe TV, vatandaşlara yapılması gerekenlerle ilgili yol gösterecek” ifadesini kullandı. (ANKARA/AA)

13 Temmuz 2014 Pazar

Yargıtay'dan kaçak elektrik kullanmayanlara kötü haber

ADAPAZARI – Bolu Barosu’na kayıtlı avukat Reşat Bulut’un elektrik faturalarına yansıtılan ‘kayıp kaçak bedeli’ ile ‘sayaç okuma bedeli’nin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. aleyhine açtığı davada yerel mahkemenin lehte verdiği karar Yargıtay’dan döndü. Yargıtay 3′üncü Hukuk Dairesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun, kendisine verdiği yetki çerçevesinde bu bedelleri belirlediğine hükmetti.

Avukat Reşat bulut’un açtığı davada Bolu 1′nci Asliye Hukuk Mahkemesi, bedelin alınmaması ve alınan ücretin de geriye dönük olarak ödenmesine karar verdi. Bu kararı Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. avukatları Yargıtay’a taşıdı.

Yargıtay 3′üncü Hukuk Dairesi, sözkonusu bedelleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kendisine verilen yetki çerçevesinde belirlediğine hükmetti. Yargıtay, kararında “Yasal düzenleme uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahiptir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan kurul kararı, kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliktedir” denildi.

DHA – Zafer Tokuş

Ahmet Türk: Fitre ve zekatları Rojava'ya gönderin

MİDYAT – Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Cumhurbaşkanı adayları Ekmeleddin İhsanoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘sistem adayları’ olduğunu söyleyerek, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacağımız sonuç, barışın kalıcı hale gelmesine çok büyük katkılar sunacaktır” dedi. Belediye başkanı Türk, fitre ve zekatların ise Kürtlerin yaşadığı Suriye’nin Rojava bölgesine gönderilmesini istedi.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ramazan ayı nedeniyle Midyat’ta 1000 kişilik iftar yemeği verdi. İftar yemeğinde Süryani, Yezidi ve Müslümanlar birlikte dua etti, oruç açtı. Matiat Otel’de verilen yemeğe, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ile başkan vekili Februniye Akyol’un yanı sıra BDP’li ilçe Belediye başkanları, partililer, mahalle muhtarları, belediye meclis üyeleri, STK temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. İftar öncesi Kuran-ı Kerim’in okunması ardından ezan ile birlikte dua edildi ve oruç açıldı. ‘DEMİRTAŞ’A DESTEK ÇÖZÜME HİZMET’

İftardan sonra konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Ramazan’ın ayının bolluk, bereket ayı olduğunu, insanların dayanışma ve birlik içinde, bu ayı kardeşçe kutlaması gerektiğine inandığını söyledi. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimine de değinen Başkan Türk, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 5 siyasi partinin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kast ederek, şöyle konuştu:

“Bu iki aday sistemin adayıdır’ dedi. Türk, “Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Tabii ki 3 adayı da biliyorsunuz, tanıyorsunuz. Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş aslında tüm halkların adayıdır. Ezilenlerin adayıdır, sömürülenlerin adayıdır. Kürt halkının ve özgürlük mücadelesinin adayıdır. Başka bir çizgi. Ama diğer iki aday sistemin adayıdır. Bu süreçte, barışçıl sürecin gelişmesi konusunda Sayın Öcalan büyük çaba gösterirken, bu süreçte Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacağımız sonuç, barışın kalıcı hale gelmesine çok büyük katkılar sunacaktır. Biz biliyoruz ki burada muhaliflerin, demokrasi isteyenlerin gücü eğer ortaya çıkarsa, artık bu gücün dışında, bu gücü dışarıda tutarak hiç kimse siyaset yapamaz. Kürtler ve demokrasi güçleri, bu ülkede çözümün anahtarı olur, demokrasinin anahtarı olur ve geleceğin anahtarı alacak. Bu nedenle farklı partilerde de yer almış olabiliriz. Ancak şunu sizden rica ediyorum; bu seçim barış için çok önemlidir. Bu seçim, demokrasi için çok önemlidir. Bu seçim, halklarımızın kardeşliği için çok önemlidir. Biz bu seçimde Kürlerin, Arapların, Süryanilerin, Yezidilerin, Alevilerin, sosyalistlerin ve devrimcilerin adayı olan Selahattin Demirtaş’ı destekleyerek aslında barışa da, çözüme de, geleceğimize de hizmet etmiş oluruz.” ‘ZEKAT VE FİTRENİZİ ROJAVA’YA GÖNDERİN’

Geceye katılanlardan zekat ve fitrelerini Suriye’de Kürtlerin oturduğu Rojava bölgesine göndermelerini isteyen Türk, şöyle devam etti:

“Rojava’da acılar yaşanırken bize düşen önemli görevler var. Seydalarımız da burada. Bugün açlıkla kendi onurunu korumaya çalışan bir halkın mücadelesi varken, bunlara el uzatmamak aslında dinimize göre en büyük günahtır. Bu nedenle bizler bugün zekatımızı, fitremizi bile bu Ramazan ayında Rojava halkı için toplarsak, gönderirsek inan ki en büyük sevap o olur. Lütfen bu sevabı yapmaktan da kaçınmayın.” (Mehmet Halis İŞ / DHA)

IŞİD'den 'tövbe kart'

ŞAM – Irak’taki terör örgütü Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), sosyal paylaşım sitelerindeki hesapları üzerinden örgüt karşıtlarına yaptırılan tövbenin metnini yayınladı.

Irak ve Suriye’nin belirli bölgelerinde kontrolü elinde tutan IŞİD’in, daha önce kendisine karşı savaşmış veya farklı bir örgütte yer almış kişilere yaptırdığı tövbenin metni şöyle:

“Ben..(isim)..olarak ..(örgüt ismi)..örgütüne bağlı..(grup ismi)..grubu (Nusra cephesi, İslami cephe ve Öso ) içinde İslam Devletine karşı savaşmanın Allah ve resulüne karşı savaşmak demek olduğunu onaylıyor ve bir daha ona karşı durmayacağıma ve savaşmayacağıma söz veriyorum”

“Ayrıca, İslam Devleti bilgisi olmaksızın hiçbir guruba katılmamayı veya grup kurmayacağıma, Daha önce bağlı bulunduğum grubun ve kendi şahsi silahlarımı teslim edeceğime, Sahvelerin (ÖSO, İslami cephe, Nusra cephesi) kontrolündeki bölgelere gitmeyeceğime söz veriyorum ve bu şartlaradan herhangi birini yerine getirmeme durumunda hesaba çekilmeyi onaylıyorum.”

Tövbe etmek isteyenler yanlarında getirdikleri 2 vesikalık fotoğrafla IŞİD’e bağlı “Şeri mahkemeye” başvuruyor ve tövbe metnini şer’i sorumlu huzurunda okuduktan sonra imzalayarak teslim ediyor.

IŞİD örgütü dün yayınladığı yazılı bir açıklamayla “Hayır vilayeti” olarak isimlendirdiği Deyru-z Zor’da bulunan ve kendisine karşı olan silahlı gruplara tövbe edip silahlarını teslim etmeleri çağrısında bulunmuş ve kendilerine 1 hafta süre vermişti.

Irak’ta birçok bölgede kontrolü elinde tutan IŞİD Musul’u ele geçirdikten sonra burada tövbe noktaları kurdurarak halka tövbe ettirmişti.

Geçen hafta IŞİD’e bağlı silahlı grupların Suriye’nin doğusunda yer alan Deyru-z Zor kentinin doğusundan Irak sınırına kadar 130 kilometrelik alanda kontrolü ele geçirdiği ve bu bölgede bulunan ÖSO ve Nusra cephesine bağlı grupların çekildikleri belirtilmişti. (aa)

IŞİD lideri Bağdadi'nin ailesi rahibelere karşılık serbest bırakılmış


DİYARBAKIR

– Irak, Şam İslam Devleti (IŞİD)’in kendini ‘Halife’ ilan eden lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin eşi Soca Hemid Dilemi ve çocuklarının, Şam’ın Malula Beldesi’nde kaçırılan ve 10 Mart’ta serbest bırakılan 12 rahibeye karşılık

Suriye

rejimi tarafından cezaevlerinden serbest bırakılan 150

kadın

arasında olduğu belirtildi. IŞİD lideri Bağda’nin eşinin ilk kez fotoğrafı da yayımlandı.

Lübnan’daki LBC TV’nin haberine göre, El Nusra Cephesi tarafından Aralık 2013 tarihinde Suriye’nin başkenti Şam’ın Malula Beldesi’nde kaçırılan ve 10 Mart’ta yapılan anlaşma sonucu cezaevlerindeki 150 kadının Suriye rejimi tarafından serbest bırakılması ile özgürlüklerine kavuşan 12 rahibenin takası gerçekleştirildi. Televizyonun görüntülü verdiği habere göre, 12 rahibeye karşılık Suriye cezaevlerinden serbest bırakılan 150 kadın arasında IŞİD’in kendini Halife ilan eden Ebu Bekir Bağdadi’nin eşi Soca Hemid Dilemi, çocukları ve kız kardeşinin de bulunduğu belirtildi. Haberde bugüne kadar pek bilinmeyen Bağdadi’nin eşi Dilemi’nin ilk kez bir fotoğrafı da yayımlandı. RAHİBELER NASIL BIRAKILMIŞTI?

Suriye’nin başkenti Şam’ın Malula Beldesi’nde El Nusra Cephesi tarafından geçen Aralık ayında kaçırılan 12 rahibe, Lübnan

güvenlik

ile Katar heyetleri tarafından Suriye-Lübnan sınırında 10 Mart 2014′te teslim alınmıştı. Rahibelerin teslim alınması karşılığında fidye ödenmezken, buna karşılık Suriye cezaevlerindeki 150′den fazla kadın tutuklunun serbest bırakıldığı belirtilmişti.

DHA – Ferit Aslan

Fenerbahçe sezonu açıyor


İSTANBUL



Fenerbahçe

Can Bartu Tesisleri’nde

akşam

saatlerinde bir araya gelecek sarı-lacivertli futbolcular, yeni sezonun ilk antrenmanını basına açık gerçekleştirecek. Futbolcular ayrıca, sabah saatlerinde sağlık kontrolünden geçecek.

2014

Dünya

Kupası’nda forma giyen Pierre Webo, Raul Meireles, Bruno Alves, Emmanuel Emenike ve Diek Kuyt, ilk antrenmanda yer alamayacak. TOPUK YAYLASI’NDA KAMP

Sarı-lacivertliler, 15-27 Temmuz tarihlerinde kulübün Düzce Topuk Yaylası Tesisleri’nde hazırlık kampı yapacak. İzinli olan futbolculardan Webo, Meireles, Alves ve Emenike kampa daha sonra dahil olacak, Kuyt ise Ağustos’ta takıma katılacak. İNGİLTERE’DE SHEFFIELD UNİTED İLE KARŞILAŞACAK

Fenerbahçe, yeni sezon öncesinde ilk hazırlık maçını İngiltere’nin Sheffield United takımı ile yapacak.

Düzce Topuk Yaylası Tesisleri’nde 12 gün sürecek kampın ardından İstanbul’a dönecek sarı-lacivertliler, iki gün iznin ardından 30 Temmuz’da İngiltere’ye gidecek.

Sheffield United-Fenerbahçe maçı 31 Temmuz Perşembe günü Bramall Lane Stadı’nda TSİ 21.45′te başlayacak. Karşılaşmadan elde edilecek gelir Soma’ya bağışlanacak. (AA)

Sağanak yağış D-100 karayolunu göle çevirdi

İSTANBUL – Saat 12.00 sıralarında aniden bastıran sağanak yağış Tuzla ve Kartal ilçelerinde etkili oldu.

Yaklaşık 15 dakika süren sağanak yağışın ardından D-100 Karayolu Edirne istikametinde su birikintisi oluştu. İçmeler Köprüsü mevkii suyla kaplanırken araç sürücüleri su birikintisinin tahliye edilmesi için polis ekipleri tarafından bekletildi.

Görevliler mazgalları açarken polis tek şeritten Edirne istikametine trafiği verdi. Araç sürücüleri güçlükle su birikintisinden geçerken bir araç sürücüsü “E-5 Karayolu’nun böyle kapanmaması lazım” dedi.

Mazgalları açarak suyun akmasını sağlayan işçiler de sağanak yağışın 10 ya da 15 dakika sürdüğünü söyledi. Suyun tahliye edilmesinin ardından D-100 karayolundaki trafik akışı normale döndü.

DHA – Ramazan Almaçayır

Diyarbakır'da özel hastanede yangın çıktı

DİYARBAKIR – Şanlıurfa karayolu üzerinde bulunan özel bir hastanenin çatı katında bugün saat 13.00 sıralarında belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Çıkan yangın paniğe sebep oldu.

Yangın, aşırı sıcakların etkisiyle kısa sürede alt katlara sirayet etti. Çok sayıda ambulans hastaneye yönlendirildi. Ağır hastalar sevk edilmeye çalışıldı.

Hasta ve hasta yakınlarında büyük paniğe sebep olan yangın sırasında gerginlikler de yaşandı. Yoğum bakımda kalan hastalar, ambulanslarda yer olmaması nedeniyle büyük sıkıntı çekti.

Onlarca hasta, vatandaşların desteğiyle ambulanslara bindirildi. Yatalak hastaların kaldığı bölümlerin camlarını kıran görevliler, hastaların zehirlenmesini önlemeye çalıştı. (cihan)

'Levi's Türkiye pazarından çıkıyor' iddiası

Türkiye’de kot denilince ilk akla gelen markalardan olan Levi’s Türkiye’den ayrılıyor mu? Bu iddiayı ortaya atan haftalık Ekonomist dergisi oldu. 501 modeli ile uzun yıllar tüketicinin gönlünde taht kuran Levi’s 1986 yılında Türkiye’ye girmiş ve Çorlu’da fabrika açmıştı. Satış rekorları kırıp başarıdan başarıya koşan şirket ilk darbeyi ise 2007’de yaşanan yolsuzluk skandalıyla yaşadı. Sonrasında Levi’s Türkiye’de sular hiç durulmadı. Sürekli yapılanmalar geçiren ve pazar payı kaybeden şirket, son genel müdür Hakan Atalay’ın Tommy Hillfger’a geçmesinden sonra bir süredir yola genel müdürsüz devam ediyordu. Bu nedenle stratejik kararlar da doğrudan yurtdışından alınıyordu. Geçtiğimiz ay Türkiye ofisinden yaklaşık 20 kişiyi işten çıkaran Levi’s’ın bir distribütör bulup, pazardan çıkmak istediği iddiası piyasada yüksek sesle konuşuluyor. Shaya ve özelikle Fiba gruplarıyla görüşmeler yapıldığı da dile getiriliyor. 300 NOKTADA

Levi’s’ın şu an Türkiye’de 300’ün üzerinde satış noktası var. Levi’s’ın Türkiye’den çıkma operasyonu Levi’s dışında Dockers markasını ve Çorlu fabrikasını da kapsayacak.

Levi’s Türkiye 2003’te Levi Strauss Asia Pacific’e bağlanmış ve yaklaşık beş yıl Singapur’dan yönetilmişti. 2007 sonunda ise Türkiye Asya Pasifik bölgesinden ayrılarak merkez üs haline getirildi. Aralarında Rusya, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Dubai, Katar, Mısır, İsrail ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu ve toplam nüfusu 450 milyonu aşan 26 ülke Türkiye’den yönetilmeye başlandı. Bu yapılanmada Türkiye, Rusya ve Ortadoğu Bölgesi’ni yönetecek isim ise yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak Haluk Aksoy olmuştu. Aksoy kısa bir süre sonra da Hakan Atalay’ı genel müdür olarak operasyonun başına getirdi. 2011 sonunda Türkiye merkez üs konumundan çıkarılarak Amerika’ya bağlandı. Ürün yönetimi departmanı gibi departmanlar kapatıldı. Bu arada önce Haluk Aksoy, Levi’s’ın yurtdışına operasyonlarında görevlendirildi, 2013’te de Hakan Atalay görevinden ayrıldı. Daha önce İstanbul ofisine bağlı olan geniş coğrafya ise tekrar Singapur’a bağlandı. 7 YIL ÖNCEKİ BÜYÜK SKANDAL

Levi’s’ın 2007’deki genel müdürü Sibel Üney ile Satış Direktörü Nazan Kırklar yolsuzluk iddiasıyla aniden işten çıkarılmıştı. O yıllarda yayınlanan Referans gazetesinin duyurduğu skandala göre işten çıkarmaların nedeni Beyoğlu mağazasının izin ve tadilatları gerekçesiyle şirkete kesilen 842 bin TL’lik sahte faturaydı. HER YERDE SORUN YAŞIYOR

Levi’s İstanbul ofisinde geçtiğimiz haftalarda yaşanan işten çıkarmalar aslında sadece Türkiye’yi kapsamıyor. Levi’s Avrupa’da da ciddi bir yapılanma içinde. Sene başında merkezden yapılan açıklamada, Avrupa operasyonunda 800 kişi ile yolların ayrılacağını açıklamıştı. Şirketten yapılan açıklamada, işten çıkartmaların daha çok yönetim katında etkili olacağı belirtilmişti.